Temel’den inciler …
Ülke olarak oldukça zor dönemlerden geçiyoruz. Askeri, siyasi, iktisadi,
politik, psikolojik etkenler ve göçmenler. Savaş, kavga, kan, kargaşa, kaygı, kaos,
bomba, şiddet, nefret, ateş, öfke, ölüm, kin, sefalet, açlık ve yoksulluk coğrafyamızın
etrafını çepeçevrelemiş vaziyette. Çarşı pazar ateş pahası. Allah sonumuzu
hayır etsin. Bu zor günleri millet olarak en güzel ve yumuşak bir şekilde
atlatmayı bizlere nasip etsin. Hava olarak kışa dair en sıcak günleri teneffüs
ediyoruz. Lodos bir taraftan uğultusunu hiç eksik etmiyor. Oysaki atalarımız;
mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır, derlerdi. Her ne olursa olsun
atasözlerimizi yabana atmamalıyız. Güneşin birkaç günlük pastırma sıcaklığına
aldanıp açılıp saçılırsak sağlık açısından peşin peşin ağır faturalar
ödeyebiliriz. Sokağa çıkarken her ne
kadar sıkı sıkı giyinmesek de ehemmiyeti elden bırakmayalım! Yanımıza
kabanımızı almayı eksik etmeyelim. Demiryolları taşımacılığının özelleştirildiğini
duyunca, Temel’in demiryolları maceralarını
sizler için derledim. Temel’den inciler ile geleceğe dair tüm tedirginlikleri
gelin biraz öteleyelim. Keyifli okumalar.
Temel, tren bileti almak için vezneye gider ve bakar ki bilet her zaman aldığı fiyattan kat ve kat daha pahalıdır. Biraz sinirli bir şekilde;
Ha bu pilet niye pahaludur. Memur Temel’e doğru bakarak;
Bu tren ekspres, bu tren hızlı gider der gişe memuru. Temel hiç istifini bozmaz;
Pağa ne, siz de yavaş cidun, hızlı citmek şart midur?
Temel’e sormuşlar;
Aynı ray üstünde iki tren hızla birbirine doğru yaklaşıyor. Ne yaparsın? “Hemen Fadime’yi yanıma çağırırım” demiş Temel. “- Niye? ”
“Kopacak gümbürtüyü o da seyretsin diye ...”
Temel bir gün tren kullanırken treni devirmiş ve 400 kişi ölmüş.
Amiri sormuş "Oğlum nasıl oldu” bu kaza demiş.
Temel "Tren rayına bir adam çıktı, onun yüzünden oldu." demiş.
Amiri "Oğlum ezseydin o adamı da 400 kişi ölmeseydi ," demiş.
Temel de "Ben de öyle düşündüm, adam raydan çıkınca onu ezmeye çalişurken tren devruldi ", demiş.
Temel trene binmiş. Biletçi gelmiş. Biletinin İstanbul'a olduğunu, trenin Ankara'ya gittiğini söylemiş. Temel kendinden emin; Peçi maçinist yanlis istikamete cittigini piliy mi, demiş.
Temel ve iki arkadaşı İstanbul’dan Trabzon’a gitmek üzere tren garına giderler. İlk Trabzon treni bir saat sonradır, bileti alırlar. Ne yapalım bir saat diye düşünürlerken yemeğe gitmeye karar verirler. Yemekte sohbet, muhabbet derken saate bir bakarlar ki bir saati geçmiş. Hemen koşarlar tren garına fakat tren gitmiştir.
Yine bilet alırlar, bir saat sonrası için. Ne yapalım vakti nasıl geçirelim derken kahvehaneye giderler. Çaylar kahveler sohbetler uzar da uzar ve saate baktıklarında trenin kalkmasına beş dakika kalmıştır. Hemen koşarlar gar’a ama trene yetişemezler. Gişeye gidip sorarlar yine Trabzon`a gidecek tren var mı diye. Gişedeki adam “bakın bu son tren eğer bunu da kaçırırsanız Trabzon`a bugün dönemezsiniz” der. Bileti almışlar. Beklerken sıkılmışlar ne yapalım derken pastaneye gitmeye karar vermişler. Pastalar, kekler, börekler, çörekler derken saate bir bakmışlar ki bir saat olmak üzere hemen koşmuşlar gara. Tren yeni hareket ediyor! İçlerinden biri ilk vagonu yakalamış ve binmiş. Diğeri son vagona asılmış ve gardan trenle birlikte ayrılmış. Temel yetişememuş trene. Tren gitmiş. Temel oturmuş yere başlamış kıs kıs gülmeye. Gişe memuru yanına gelmiş. ”Sen ne garip adamsın, üç treni de kaçırdın. Üzüleceğine gülüyorsun! Arkadaşların gitti bir sen kaldın!
Temel; “Uy hemşerum onlar beni geçirmeye geldiydu, ben ona güleyrum” demiş. Sağlıcakla kalın.
Temel, tren bileti almak için vezneye gider ve bakar ki bilet her zaman aldığı fiyattan kat ve kat daha pahalıdır. Biraz sinirli bir şekilde;
Ha bu pilet niye pahaludur. Memur Temel’e doğru bakarak;
Bu tren ekspres, bu tren hızlı gider der gişe memuru. Temel hiç istifini bozmaz;
Pağa ne, siz de yavaş cidun, hızlı citmek şart midur?
Temel’e sormuşlar;
Aynı ray üstünde iki tren hızla birbirine doğru yaklaşıyor. Ne yaparsın? “Hemen Fadime’yi yanıma çağırırım” demiş Temel. “- Niye? ”
“Kopacak gümbürtüyü o da seyretsin diye ...”
Temel bir gün tren kullanırken treni devirmiş ve 400 kişi ölmüş.
Amiri sormuş "Oğlum nasıl oldu” bu kaza demiş.
Temel "Tren rayına bir adam çıktı, onun yüzünden oldu." demiş.
Amiri "Oğlum ezseydin o adamı da 400 kişi ölmeseydi ," demiş.
Temel de "Ben de öyle düşündüm, adam raydan çıkınca onu ezmeye çalişurken tren devruldi ", demiş.
Temel trene binmiş. Biletçi gelmiş. Biletinin İstanbul'a olduğunu, trenin Ankara'ya gittiğini söylemiş. Temel kendinden emin; Peçi maçinist yanlis istikamete cittigini piliy mi, demiş.
Temel ve iki arkadaşı İstanbul’dan Trabzon’a gitmek üzere tren garına giderler. İlk Trabzon treni bir saat sonradır, bileti alırlar. Ne yapalım bir saat diye düşünürlerken yemeğe gitmeye karar verirler. Yemekte sohbet, muhabbet derken saate bir bakarlar ki bir saati geçmiş. Hemen koşarlar tren garına fakat tren gitmiştir.
Yine bilet alırlar, bir saat sonrası için. Ne yapalım vakti nasıl geçirelim derken kahvehaneye giderler. Çaylar kahveler sohbetler uzar da uzar ve saate baktıklarında trenin kalkmasına beş dakika kalmıştır. Hemen koşarlar gar’a ama trene yetişemezler. Gişeye gidip sorarlar yine Trabzon`a gidecek tren var mı diye. Gişedeki adam “bakın bu son tren eğer bunu da kaçırırsanız Trabzon`a bugün dönemezsiniz” der. Bileti almışlar. Beklerken sıkılmışlar ne yapalım derken pastaneye gitmeye karar vermişler. Pastalar, kekler, börekler, çörekler derken saate bir bakmışlar ki bir saat olmak üzere hemen koşmuşlar gara. Tren yeni hareket ediyor! İçlerinden biri ilk vagonu yakalamış ve binmiş. Diğeri son vagona asılmış ve gardan trenle birlikte ayrılmış. Temel yetişememuş trene. Tren gitmiş. Temel oturmuş yere başlamış kıs kıs gülmeye. Gişe memuru yanına gelmiş. ”Sen ne garip adamsın, üç treni de kaçırdın. Üzüleceğine gülüyorsun! Arkadaşların gitti bir sen kaldın!
Temel; “Uy hemşerum onlar beni geçirmeye geldiydu, ben ona güleyrum” demiş. Sağlıcakla kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder