Koronavirüs Spekülasyonu

Son günlerde yerli yersiz yapılan saçma sapan basın algısıyla 8 milyarlık dünya nüfusu psikolojik baskı altına alındı. Yazılı, görsel ve sosyal medya virüsle yatıyor, virüsle kalkıyor. İnsanlar evlere kapanıyor ve dış ortamla bağlarını tamamen kopartıyor. Savaş dönemlerindeki gibi evlerde gıda yığınağı yapılıyor. Süpermarketlerin rafları panik halinde boşaltılırken yer yer tuvalet kağıdına sahip olabilme izdihamları yaşanıyor. Ülke ekonomileri çatırdıyor. Okullar tatil ediliyor. Üretim tesisleri şalter indiriyor. Borsalar çöküşe geçiyor. Spor aktiviteleri ve uluslararası organizasyonlar iptal ediliyor. Uçak seferleri durduruluyor. Sınır kapıları kapatılıyor. Ülkemizde ise fırsatçılık her zaman olduğu gibi kol geziyor. Spekülatörler cirit atıyor meydanı boş bırakmıyor. Deprem olmuş bir bölgede nasıl konutların kira fiyatları ev sahipleri tarafından fahiş rakamlara çıkartılıyorsa şimdi de gıda ve medikal ürünlerinin fiyatlarında patlama yaşanıyor. Şaşırıyor muyuz! Tabiî ki hayır. Maske fiyatları on katına, dezenfektanların fiyatı beş katına, makarnanın fiyatı üç katına çıkartılıyor, sorsanız hepimiz Müslümanız! Namaz kılmak farz ama ahlaklı olmak değil! Birileri oturduğu yerden yine kısa yoldan zengin olabilme telaşesinde tüm evrensel değerleri çiğniyor.  Dünya çapında bu kadar spekülasyona neden olan Covid 19 virüsü hakikatten yüzyılın çaresizliği mi! Bir bakalım! Geçmiş yıllarda dünya çapında etkili olmuş salgınları sizler için araştırdım.

İnsanlık tarihinin en ölümcül salgınlarının başında “Kara ölüm” olarak da nitelendirilen veba salgınları geliyor.
1347 – 1351 yılları arasında Avrupa’da ortaya çıkan ‘kara veba’ salgınında 100 milyon kişi hayatını kaybetti.
1545 – 1548 yılları arasında ‘kanamalı ateş’ salgınında 15 milyon kişi hayatını kaybetti. 1647-1652 yılları arasında kara ölüm olarak adlandırılan ispanyol vebasında yüz binlerce kişi hayatını kaybetti.
1817 - 1824’de Asya ve Avrupa’da ortaya çıkan kolera salgını yüz binlerce canı alıp götürdü. Tifüs epidemisi 1848 yılında on binlerce cana sebep oldu. Çiçek hastalığı salgınında on binlerce kişi hayatını kaybetti.
1918-1920 yılları arasında H1N1 virüsü olarak anılan ‘ispanyol gribi’ 8 ay içinde 100 milyon insanın ölümüne sebep olarak insanlık tarihinde bilinen en büyük salgınlardan biri oldu. 2000’li yıllarda ortaya çıkan hiv - aids salgını milyonlarca cana sebep oldu.
1957- 1958 yıllarında ortaya çıkan ‘domuz gribi’ yine milyonlarca canı alıp götürdü.
2013-2016 yılları arasında Batı Afrika’da patlak veren Ebola salgını on binlerce ölüme yol açtı. Arşivimizde böyle rakamlar var iken bir de Korona’ya bakalım! Şuana kadar ülkemizde sadece bir kişide görüldü.
11 Mart 2020 Çarşamba günü itibariyle dünya çapında koronavirüs görülenlerin sayısı 119 bin, virüs sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı 4 bin 200 civarında. Koronavirüsten hayatını kaybedenlerin yaklaşık % 80’i 70 yaş ve üzerinde. Aralık ayında başlayan salgın halen kontrol altına alınabilmiş değil. Gelişmiş ülkeler aşı geliştirdiklerini ve fareler üzerinde deneme yaptıklarını açıkladılar.

Koronavirüsün belirtileri; 3 ile 14 gün arasında olduğu düşünülen kuluçka süresi sonrasında yüksek ateş, boğaz ağrısı, burun akıntısı, öksürük, nefes darlığı, solunum ve böbrek yetmezliği.
Yayılma; öksürük veya hapşırık ile mikrobun havaya yayılması ve bu havanın sağlıklı insanlar tarafından teneffüs edilmesi veya hasta olan kişilerin mikroplu elleriyle dokundukları yerlere dokunulması sonrasında ellerin yıkanmadan ağız, burun veya göze sürülmesi. Korunma; Ateş ve öksürüğü olan insanlarla temastan uzak durmak, temas oldu ise elleri bol su ve sabun ile en az 30 saniye yıkamak veya dezenfektanlar ile dezenfekte etmek. İnsanların genel kullanımında olan kapı kolu, telefon gibi yer ve eşyalara temastan sonra hemen elleri bol su ve sabunla en az 30 saniye yıkamak. Ağız, yüz, burun ve göze elleri yıkamadan dokunmamak.  Eller sık sık yıkanmalı. Hapşırırken ağız kesinlikle kapatılmalı. Tokalaşma ve sarılmalardan uzak durulmalı. Kıyafetler 90 derecede yıkanmalı. Ortamlar sürekli havalandırılmalı.  Anti – oksidan özelliği olan besinlerin fazlaca tüketilmesi. Uyku düzenine dikkat etmek ve egzersiz yapmak. Bağışıklılık sistemini diri tutabilmek. Yaşantımıza her zamankinden daha fazla titizlikle yön verebilmek.

Sağlık Bakanlığı’nın önerilerini hayatımıza tatbik etmeliyiz. Korkuya kapılmadan uzmanların söylemlerini dikkatlice dinlemeliyiz. Manipülasyonlara ve spekülasyonlara aldırış etmemeliyiz. Spekülatörlerin tuzaklarına düşmemeliyiz. Fırsatçılara aman vermemeliyiz. Umuyorum ki dünya’yı yaklaşık 3 aydır karartan bu salgından en kısa sürede kurtulur ve pırıl pırıl bir sabaha uyanırız. Bir koronavirüs spekülasyonunu da geride bırakırız. Sağlıcakla kalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Sadettin Tantan"

“Stad yerinde ağırdır” (Butik Stadyum)

Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nü Sapancalılar kurdu!