Süleyman Seba
Beşiktaş JK; tarihi, medeniyeti, kültürü, gelenek ve görenekleri, ülke sporuna kazandırdığı değerleri ile kuşkusuz vatanımızın en nadide camialarından bir tanesidir. Herhangi bir şekilde yolları Beşiktaş’la kesişmiş bir insanın Beşiktaş’a sempati duyması, taraftarı olması, kendini Beşiktaş’a ait hissetmesi, Beşiktaş tutkusu, ona olan aidiyet duygusu gündelik hayatında bir yaşam biçimi haline gelir. Terbiyesi, efendiliği, dürüstlüğü, vakur duruşu, kültürlü olması, bilgi ve birikimi, okumaya karşı olan ilgisi, kültürü, tarzı, vizyonu, ülkesine hizmet etme iç güdüsü ona Beşiktaşlılığın getirdiği vazifelerden sadece bir kısmıdır. Armasında Türk Bayrağını taşıyan bir ailenin mensubu olabilmenin bir iftihar meselesi olduğunu hiç aklından çıkarmayacak kadar da memleket sevdalısıdır. Boğazın serin sularıyla, Dolmabahçesiyle, Çarşısıyla, Kabataşıyla, Barbaros bulvarıyla, Ağaçlı yoluyla, Abbas Ağa parkıyla, Şeref Beyiyle, Baba Hakkısıyla, Sebasıyla buram buram tarih kokan bir cenahın ferdi olmasıyla ayrıca gururludur. Kendi iç dünyasında Beşiktaşlı olmak bir ayrıcalıktır. Farklılıktır. Asalettir. Beşiktaş’ın bugünlere gelmesinde hemşerimiz Seba’nın da ciddi katkıları vardır.
Süleyman Seba, 5 Nisan 1926 tarihinde Sakarya’da doğdu. 13 Ağustos 2014 tarihinde dünyaya gözlerini yumarken örnek bir şahsiyet olarak ardında bizlere unutulmayacak derin izler bıraktı. Türk spor tarihinin gelmiş geçmiş en beyefendi kişiliklerinden bir tanesi olarak tarihe altın harflerle adını yazdırdı. Seba, taraflı tarafsız her kesimin sevgisini ve saygısını yaşarken kazanmayı başardı. Onu tanımak, başkanlık yaptığı dönemde taraftar olmak doğrusu bizler için büyük ayrıcalıktı. Ülke futbolunun endüstriyelleşmesi, kapitalizmin yoğun baskısı altında kalması bile Seba’nın duruşunda herhangi bir değişikliğe neden olmadı. İnandığı doğrulardan hiçbir zaman sapmadı. Kaybettiğinde rakibini tebrik etti, kazandığında rakip üzülmesin diye sevinç gösterilerine müsaade etmedi. Çok güçlü bir karaktere ve yüksek ahlâka sahipti. Güvenilirdi. Şartlar ve koşullar ne olursa olsun emanete sahip çıkardı. Şeref bey ve Baba Hakkı’dan almış olduğu sancağı zirvelere taşıyacak kadar kabiliyetli ve cesaretliydi. Kabataş Lisesi futbol takımından başladığı örnek yaşam kariyeri Beşiktaş genç takımı ve Beşiktaş A takımıyla devam etti. Geçirdiği sakatlık sebebiyle futbola çok genç yaşta veda etmek zorunda kaldı. Yeşil sahalardan uzaklaşsa da canı gibi sevdiği Beşiktaş’tan kopması imkânsızdı. Genç yaşta Beşiktaş yönetim kurulu üyesi oldu. Mit mensubuydu. Beşiktaş’ın zor günlerden geçtiği bir dönemde Beşiktaş başkanlığına aday oldu.
1984 yılında Beşiktaş başkanı seçildi. 16 yıl Beşiktaş JK Başkanlığını aralıksız sürdürdü. Kanunlara son derece saygılıydı. Hakka ve hakkaniyete karşı çok hassastı. Etik değerlere karşı çok duyarlıydı. Beşiktaş’ın israf olacak bir lirası bile onun için değerliydi ve ağır sorumluluktu. Ömrünü Beşiktaş’a adamış bu yüzden evlenmemişti. Hayatta ki tek dikili ağacı olan evini Beşiktaş için ipotek ettirmiştir. Beşiktaş onun döneminde altın çağını yaşadı. Beşiktaşlılık duruşu, kulüp yönetimi, tesisleşme, yatırımlar ve elde edilen başarılar rakipleri tarafından imrenildi ve örnek alındı. “Beşiktaş gibi olabilmek” sözü ülke coğrafyasının her satında karşılık buldu. Binlerce manşet atıldı.
Seba’nın hayatı yeni nesiller tarafından mutlaka incelenmelidir. Seba iyi bir lider olduğu gibi ayrıca iyi bir düşünürdü. Süleyman Seba’nın tarihe geçen söz dizelerini birlikte hatırlayalım.
Herkesi bir zaman için aldatabilirsiniz, Bazı kişileri her zaman aldatabilirsiniz, Ama herkesi her zaman aldatamazsınız! Ben kimseyi hayatım boyunca aldatmadım!
Beşiktaş sevgisi, sevgilerin en güzelidir. Zor dönemlerde sadece taraftarın desteği yetmez, yöneticilerimizin de fedakâr taraftarımızın bu desteğine uygun davranışlar içinde olmaları gerekir.
Beşiktaş için bir şeyler yapmak istiyorsanız kimsenin adamı olmayın! - İnsanlarla yaşadım, insanı öğrendim. İnsanlarla yaşadım, insanlığı öğrendim. İnsanlarla yaşadım, insanlardan nankörlüğü gördüm. Dostlarım, dostlarım! Ama ben dostlarımdan çok korkarım.
Çok üzüntülerimiz oldu hepsini yuttuk, oturduk. Beşiktaş’ı üzmesinler.
Yumruğumuzu vurup, masaları kırıp, olayları halletmemizi tavsiye ediyorlar, biz kanunlara saygılıyız.
Futbol sadece şampiyonluklara sevinmek değildir. Bunu belli değerlere sahip çıkarak yaşamaktır. Biz, ‘şerefli ikincilikler’ de yaşadık. Toplum bunları şimdi anlıyor. O zaman bunlara gülenler vardı. Şimdi ben hepsini hayretle izliyorum. Zamanın haktan yana olduğunu görmek en büyük sevincimdir.
Beşiktaşlılık etik değerlerini sahiplenmeden, hiçbir başarının kalıcı olacağına inanmıyorum. - Şerefli ikincilikler, şaibeli birinciliklerden önemlidir.
Başkanlığım döneminde Beşiktaş’ın zevkle hamallığını yaptım. Evet, son dönemlerde üzüldüm ama hayatımın en zevkli anlarını Beşiktaş’ta yaşadım.
Beşiktaş şampiyon olsun, maç kazansın, kupa kaldırsın diye tutulmaz. Beşiktaşlılık bir değerler manzumesidir.Dürüstlüktür. Ahlâklı olmaktır.
Süleyman Seba aramızdan ayrıldıktan sonra Beşiktaş taraftarı onun için anlamlı bir tezahürat besteledi. Yazıma bu veciz besteyle son veriyorum.
Cennette selam söyle onlara, gözleri kalmasın arkada. Vedat Okyar'a, Optik başkan'a, Şeref bey'e, Baba Hakkı'ya. Şimdi gittin ya, bu çocuklar hep bir başına karanlıklarda, yeminler olsun Beşiktaş'ıma, izindeyiz Süleyman Seba. Sağlıcakla kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder