Bilgi, Kültür Evleri ve Hamam


Geçmiş dönem Belediye yönetimimiz Bilgi, Kültür ve Sanat Evleri projesi kapsamında neredeyse mahallelerimizin tümünde binalar inşa etti. 2019 yılının başlarında Belediyemiz tarafından bastırılan “5 yılda 147 Milyon TL yatırım” adlı kitapçıkta bu projeden bahsedilirken kültür evlerinin sayılarının her geçen gün artmaya devam ettiği ve 5 yılda 6 bin kursiyerin bu evlerde düzenlenen kurslara katılım sağladığı da belirtilmiş. Verilen istatistikten anlaşılacağı üzere bu yapılar harıl harıl çalışmaktaymış. Akçay, Fevziye, Hacımercan, Şükriye, İlmiye, Ünlüce, Uzunkum, Dibektaş, Göl Mahallesi, Muradiye, Kuruçeşme, Tepebaşı, Hasanpaşa, Rüstempaşa, Gazipaşa, Yenimahalle, Fatih Mahallesi, Yavuz Selim ve Yanık mahallerimizde bu binalar bulunmakta. İnşası tamamlanıpta şuanda faal ya da faal durumda olmayan tüm yapıları bir araya getirdiğinizde sayıları 20’nin üzerine çıkıyor. Bulunduğu konum ve nüfus popülasyonuna göre hepsinin fiziki yapıları birbirlerine göre değişkenlik gösteriyor. Ekonomiksel olarak değerlendirildiğinde bu proje için Belediye bütçesinden ciddi bir yekûnun ayrıldığı aşikâr. Gerek başlangıç yatırımı maliyeti gerekse de işletme giderleri.

Bilgi, Kültür ve Sanat evleri inşa edilirken geleceğe dönük altyapısı tamamıyla hazırlanmış mıydı? Olası bir yönetim değişikliği hasıl olduğunda sistemin takır takır işleyebilmesi planlanmış mıydı? Bu proje hangi birimin sorumluluğundaydı? Bu evlerin çalıştırılması için bir görev dağılımı ve görev tanımı yapılmış mıydı? Yeteri kadar personel ayrılmış mıydı? Bu yapıların hepsinin aktif olabilmesi için nitelikli kurs hocaları istihdam edilmiş miydi? Kursların yıl boyuna yayılabilmesi için Üniversite ve Halk eğitim merkeziyle bir protokol yapılmış mıydı? Esas soru! Şu günlerde bu binalar inşa edilme amacına uygun bir şekilde hizmet etmekte midirler? Maalesef, gördüğümüz kadarıyla bu binaların birçoğu şuan inşa edilme amaçlarının dışında kullanılmaktadır. Bu tarz yapılara ihtiyaç var mıydı ya da bu kadarı gereksinim miydi? Bunlar göreceli kavramlar ve tartışmaya açık. Taşınamayacak yükün altına bilinçsizce girmemek gerekir diye düşünüyorum.  
Burada iki önerim olacak. Birincisi, Bilgi, Kültür ve Sanat tabelasını taşıyan binalar şayet talep azlığından ve yahutta öğretici yetersizliğinden çalıştırılamıyorsa bilahare tabelalarını indirelim. Bilgi – Kültür – Sanat kavramları tabelalarda yazılı olan karakterlerden çok daha fazla anlam yükü ihtiva etmektedirler. Nesillere içi boş kavramlarmış gibi göstermeyelim. Sözlük anlamları neyi ifade ediyor hep birlikte hatırlayalım.

Bilgi; İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütününe verilen ad, malûmat. Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, vukuf. İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü. Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler.  Kültür; bir toplumun duyuş ve düşünüş birliğini oluşturan, gelenek durumundaki her türlü yaşayış, düşünce ve sanat varlıklarının topu. Tarihsel ve toplumsal gelişme süreci içinde oluşturulan her türlü değerlerle bunları kullanmada, sonraki kuşaklara iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların tümü. Bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü. Muhakeme, zevk ve eleştirme yeteneklerinin öğrenim ve yaşantılar yoluyla geliştirilmiş olan biçimi. Sanat; Bir duygunun, tasarının ya da güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemlerin tümü ya da bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün meziyet; bir meslekte uyulması gereken kuralların tümü.  Belli bir uygarlığın anlayış ve beğeni ölçülerine uygun olarak oluşturulmuş anlatım; zanaat. Bilginin tanımını yaparken, ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler ifadesi ile amacı dışında kullanılan bazı yapıların tabelaları arasında kuşkusuz hiç kimse bir kıyaslama yapmak istemez değil mi! Bu nedenle kavramların içlerinin boşalmasına müsaade etmeyelim! İkincisi, şayet bu yapıların ayakta kalmasını ve amacına uygun bir şekilde yaşatılmasını istiyorsak, ivedi şekilde tüm kamu kurumlarıyla protokol yapılmalıdır. Belli aralıklarla hepsinden yararlanılmalıdır. Eğitim ve öğretimi kapsayan her branşta kurslar verilebilir. Sadece dikiş nakışla sınırlı kalmamak gerekir. Tarım müdürlüğünde’ nde, Spor müdürlüğünde’ nde, Sağlık müdürlüğünde’ nde ve diğer kurumların tümünde’ nde faydalanabilinir. Ucu açık. Diğer bir konu Hamam inşaatı.

Ne durumda sanırım kimse bilgi sahibi değil! Çay içi mahallemizde 1750 m² alan içerisine iki kat olarak inşa edilen Belediye Hamamı şuan atıl vaziyette. Sapanca’nın her köşesinde irili ufaklı oteller yapılmaktayken böyle bir projeye ihtiyaç var mıydı? Neredeyse otellerin tamamında hamam hizmeti verilmekte. Oldukça düşük fiyatlara hizmet veren işletmelerde bulunmakta. Kanımca oldukça gereksiz bir proje. Sapanca, Anadolu’nun ücra bir köşesi değil ki! Belediyeler bu tarz sektörlere aman aman ihtiyaç olması halinde sadece ön ayak olmalı. Onun dışına çıkmamalı! Yatırımı belediye değil müteşebbis yapmalı! Bugün konutların tamamında sıcak su var. Mevsimlik işçi olarak gelenlerde herhangi bir otele gidip bu hizmeti alabilirler. Yanlışın neresinden dönülürse kârdır. Kitapçıktan okuduğum kadarıyla inşa edilen yapının içerisinde, türk hamamı, sauna, buhar odası, duşlar, masaj odası, kese odaları, dinlenme salonu ve soyunma odaları bulunmaktadır. Uluslar arası Wellness & SPA Belgelendirme Kuruluşlarının Standartları’na göre projelendirildiğini düşünmüyorum. Belediye’nin bu yapılan tesisi işletebilecek ne bir ekibi ne de bir deneyimi var. Belediye’nin kesinlikle yapabileceği bir işte değil!

Hamam konusunda ki önerim, mevcut belediye yönetimimizin binanın içerisinde ki eksiklikleri tamamlaması sonrasında herhangi bir ekspertiz firmasından görüş alarak ihale yoluyla binayı kiralamaya ve yahutta satışa çıkarmasıdır. Bina durduğu yerde eskir, yıpranır, metruk hale dönüşür ve müptezellerin yuvası haline gelir. Belediyeler, bütçelerinde ki paraları gereksiz yatırımlarla çarçur etmemelidirler. Planı, projesi ve dönüşüm hızı uzman bir kadro tarafından hesaplanmış daha faydalı yatırımlara yönelmelidirler. Sağlıcakla kalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Sadettin Tantan"

“Stad yerinde ağırdır” (Butik Stadyum)

Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nü Sapancalılar kurdu!