Kanalizasyon!
Yaklaşık altı aydır Kuvayi Milliye Caddesini Özkum’a bağlayan yağmur kanalı ve
Mehter Caddesini Vakıf’a bağlayan alt geçidin civarında inanılmaz bir lağım
kokusu var. Yağmur olsa da olmasa da o koku uzun bir süredir orada baki. Her
geliş geçimizde o baskın koku ciğerlerimize teneffüs etmekte. Sapanca’nın sahile
bağlanan alternatifsiz tek güzergahı’nda böylesine önemli bir soruna uzun bir
süredir çözüm bulunamıyor olması da gerçekten çok garip. Hemen dibinde 4
yıldızlı bir otel, sağ yakasında düğün salonu, site sakinleri, restoranlar, sol
tarafında tüm kıyı boyu, siteler ve turistik işletmeler bu konudan hiç mi
muzdarip değiller! İlçe halkı, yerli ve yabancı misafirler Sapanca sahiline
inebilmek için bu arteri kullanmak zorunda. Bu hafta ki köşemde kanalizasyon
problemini gündem maddesi olarak belirleyince herkesin kullandığı bir bölgeyi
örnek vermek suretiyle konunun yaşam standartları için ne denli önem arz
ettiğini gözler önüne sermek istedim. Sapanca altyapısının mevcut kapasiteye
cevap veremediğini tüm yönleriyle defalarca dile getirdim. Bölgesel manada nokta
nokta karış karış. Müdahale geciktikçe sorun gitgide büyüyor.
Hafta içi ilçemiz yoğun yağış aldı. Neredeyse tüm sokak ve caddelerimizde kanalizasyon kokusu tekrar baş gösterdi. Bir yandan dere gibi akan sular diğer yandan tıkanan rögarlar. Ana caddelerimiz gölete döndü. Yetersiz yağmur kanalları, sık betonlaşma, plansız yapılaşma su akar yolunu bulur sözünün önemini bizlere bir kez daha hatırlattı. Su önüne ne buluyorsa alıp götürüyor. Zaman ve mekan fark etmeksizin! Tüm yollar onun. Biriken suyun adresi göl. Kanalizasyon hatları patlak verince ve yahutta sızıntı yapınca tüm atıklar yağmur suyuna karışıyor. Lağımlı su yüzeyde ilerledikçe derin bir koku yayıyor. Göle ulaşan kısım içme suyuyla kaynaşıyor. Yüzeyde kalan kısım yağmur sonrasında çıkan güneşin etkisiyle tarif edilemeyecek bir koku sarmalına bürünüyor. Yağışlar esnasında aracımla bir çok mahalleyi gezdim. Yer yer aracın camını açmakta zorlandım. Durduğum noktalarda araçtan inip akan suya basmaktan gerçekten tereddüt ettim. Artan nüfus karşısında önlem alınmaz hayat gelişi güzel bu şekilde devam ederse şayet, sinek ve haşeratların artışı ve bulaşıcı hastalıkların yayılması kaçınılmaz olur. Kaldı ki şu günlerde taraflı tarafsız herkes yoğun sinek popülasyonundan şikayetçi değil mi! Sapanca’nın gerek yüzölçümü gerekse de ihtiyaç duyduğu yatırım Saski’nin bilançosunda yaprak kımıldatmaz. Buna rağmen bu ilçeye neden yatırım yapılmıyor? Altyapısı çökmüş bir turizm kentinin sorunlarını gündeme taşıyacak yöneticilerinin çok daha fazla sorumluluk alması gerekmez mi?
Sapanca’nın alt yapı sorunlarının çığ gibi büyüdüğünün herkes farkına varmalı! Trafolar enerji yettiremiyor, artezyen basıncı yüksek kesimlere hitap etmiyor, kanalizasyon hatları talebe cevap vermiyor, yağmur kanalları kapasite aşımına uğruyor, telekom kabloları teknolojiyi geriden takip ediyor. Foseptikler yoğun baskıyı kaldıramıyor! Zamanın ruhuyla didişilmemeli! Bu gemi bundan fazlasını taşımaz! Altyapıya yatırım yapmayıp bir yandan da ruhsat kesemiyoruz diye hayıflanmak ancak ve ancak abesle iştigaldir! Kötü kokulardan arındırılmış bir Sapanca’da yaşam sürdürebilmek arzusu her vatandaşın en doğal hakkı! Yetkili kurumlar üzerlerine düşen vazifeyi yerine getirmeli. Mükellefiyetlerinden kaçmamalılar! Herkesi daha fazla duyarlı olmaya davet ediyorum! Sağlıcakla kalın.
Hafta içi ilçemiz yoğun yağış aldı. Neredeyse tüm sokak ve caddelerimizde kanalizasyon kokusu tekrar baş gösterdi. Bir yandan dere gibi akan sular diğer yandan tıkanan rögarlar. Ana caddelerimiz gölete döndü. Yetersiz yağmur kanalları, sık betonlaşma, plansız yapılaşma su akar yolunu bulur sözünün önemini bizlere bir kez daha hatırlattı. Su önüne ne buluyorsa alıp götürüyor. Zaman ve mekan fark etmeksizin! Tüm yollar onun. Biriken suyun adresi göl. Kanalizasyon hatları patlak verince ve yahutta sızıntı yapınca tüm atıklar yağmur suyuna karışıyor. Lağımlı su yüzeyde ilerledikçe derin bir koku yayıyor. Göle ulaşan kısım içme suyuyla kaynaşıyor. Yüzeyde kalan kısım yağmur sonrasında çıkan güneşin etkisiyle tarif edilemeyecek bir koku sarmalına bürünüyor. Yağışlar esnasında aracımla bir çok mahalleyi gezdim. Yer yer aracın camını açmakta zorlandım. Durduğum noktalarda araçtan inip akan suya basmaktan gerçekten tereddüt ettim. Artan nüfus karşısında önlem alınmaz hayat gelişi güzel bu şekilde devam ederse şayet, sinek ve haşeratların artışı ve bulaşıcı hastalıkların yayılması kaçınılmaz olur. Kaldı ki şu günlerde taraflı tarafsız herkes yoğun sinek popülasyonundan şikayetçi değil mi! Sapanca’nın gerek yüzölçümü gerekse de ihtiyaç duyduğu yatırım Saski’nin bilançosunda yaprak kımıldatmaz. Buna rağmen bu ilçeye neden yatırım yapılmıyor? Altyapısı çökmüş bir turizm kentinin sorunlarını gündeme taşıyacak yöneticilerinin çok daha fazla sorumluluk alması gerekmez mi?
Sapanca’nın alt yapı sorunlarının çığ gibi büyüdüğünün herkes farkına varmalı! Trafolar enerji yettiremiyor, artezyen basıncı yüksek kesimlere hitap etmiyor, kanalizasyon hatları talebe cevap vermiyor, yağmur kanalları kapasite aşımına uğruyor, telekom kabloları teknolojiyi geriden takip ediyor. Foseptikler yoğun baskıyı kaldıramıyor! Zamanın ruhuyla didişilmemeli! Bu gemi bundan fazlasını taşımaz! Altyapıya yatırım yapmayıp bir yandan da ruhsat kesemiyoruz diye hayıflanmak ancak ve ancak abesle iştigaldir! Kötü kokulardan arındırılmış bir Sapanca’da yaşam sürdürebilmek arzusu her vatandaşın en doğal hakkı! Yetkili kurumlar üzerlerine düşen vazifeyi yerine getirmeli. Mükellefiyetlerinden kaçmamalılar! Herkesi daha fazla duyarlı olmaya davet ediyorum! Sağlıcakla kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder