Altyapı entegrasyonu
Sapancamızın mevcut sorunları içerisindeki en önemli kalemlerinden bir tanesi
de kuşkusuz altyapı problemleri. Milenyum çağında olmamıza, teknolojinin hayal
boyutlarının ötesinde buluşlar sahnelemesine, Ay’a neredeyse adımla çıkılacak
duruma gelinmesine rağmen biz hala Gazino’dan Yenimahalle’ye çıkarken yolun
azizliğinden kaynaklanan takır tukur seslerden kulaklarımızı perdeliyoruz. Sapanca,
Sakarya’nın en düşük yüzölçümüne sahip ilçesi. Merkeze yakın, ulaşım ağı zengin
ve tek arter üzerinde, arazisi engebeli değil, doğal güzelliklere sahip, nüfusu
dengeli, katlı yapılardan uzak, ciddi yatırım potansiyeli taşıyan bir ilçe
konumundaysanız mutlak suretle kalkınmadan üzerinize düşen payı öncelikle almalısınız.
Hizmetin en kolay şekliyle ulaştırılabileceği bir coğrafya.
Üst satırda örnek verdim. Gazinodan, Yenimahalle’nin üst kesimine kadar olan güzergahta ciddi bir yol kusuru var. Kurtköy’den Dibektaş’ın üst kesimlerine çıkan güzergahlarda ciddi anlamda yol problemi var. Göl mahallesi, Yanık ve diğer mahallelerimizin üst kesimleri de keza aynı şekilde. Vatandaşın yoğun talebiyle seçim üstü reklam kokan asfalt döktük zihniyetinin ortak paydası sonucunda yollarımıza günübirlik atılan asfaltlar herhangi bir altyapı arızası sonucunda delik deşik ediliyor. Seçim denilen sistemin de altyapısını maalesef öğrenebilmiş değiliz! Göz boyamakla seçim kazanılmadığı günlerde hakikaten bir adım ilerlemiş olacağız. İdare niçin var?
Elbette vatandaşın talepleri dinlenmeli ve çözüm üretilmeli! Fakat çözüm önerileri hayata geçirilirken bir plan program dairesi içerisinde hareket edilmeli. Şahsından boy boy bahsedilsin, bol bol pofpoflanılsın diye yapılan ucube hizmetler vatandaşın cebindeki deliğin büyümesine sebep oluyor. Ülkemizin ekonomik durumu hepimizin malumu!
Bugün asfaltın ton fiyatı 190 TL civarlarında. 1 kilometre uzunlukta, 10 metre genişlikte bir asfaltlama yapacağım dediğinizde kasanızdan ortalama 400 Bin TL çıkıyor. Sadece 1 kilometrelik basit bir yoldan bahsettim. Metraj arttıkça rakamların nasıl bir boyuta ulaştığını siz düşünün!
Yıllar yılı Türkiye ekonomisi bu kadar büyürken, İller bankası yatırımları dev seviyelere ulaşırken, Sapanca’ya yabancı sermaye akını devam ederken neden altyapımızı tam manasıyla yenilemedik? Bu da ayrı bir muamma! Şimdi vatandaş yol istiyor, içilebilecek su istiyor, kaldırım istiyor, elektrikleri kesilmesin istiyor, Avrupa standartlarında ulaşım istiyor, internete daha hızlı bağlanabilmek istiyor sizce çok şey mi istemiş oluyor! Bir avuç içi kadar kara ölçümüne sahibiz. Tüm saydıklarımızın tamamı tutsa tutsa yatırım maliyeti açısından ne kadar bir bütçe tutar? Kanalizasyon altyapısının artık yükü kaldıramadığı, menhole ulaşamadan birçok kesişim noktasında aşırı basınçtan ötürü bacalarda kaçakların meydana geldiği ve göle sızmaların olduğu şikayetler arasında. Musluklardan akan suların taşındığı kanalların halen eski sistem asbest borular olduğunu düşünürsek! Elektrik altyapımıza herhalde en son yatırım yapıldığında ilçe nüfusunun 20 binli rakamlarda olduğunu göz önünde bulundurursak! İnternetle tanışmamızdan bugüne ilçe genelinde Telekom altyapısının hala 8 Mbps üzerinde hizmet veremediğini ele alırsak! Enerji tellerinin hala yerin altına alınmadığını, yan yatan direklerin var olduğunu belirtirsek! Gazın birçok noktaya ulaştırılmasına rağmen ardında bıraktığı toz dumanın kapatılamamış olmasını dikkate alırsak! Parke yolların dangır dungur halleri, çökmüş çukurlaşmış durumları, aşınmış vaziyetleri, artık beni değiştirin diye haykıran görüntülerini umursarsak!
Demek oluyor ki gelecekte Sapanca’nın sokakları ve caddeleri ufaktan ufaktan şantiye alanına tekrar dönecek. O halde planlamamızı ve programlamamızı bugünden yapalım. İmar planlarını bitirelim. Yerleşkede toplanabilecek olası nüfusu hesap edelim! Yoğunlukları belirleyelim. Kazılan bölgelere tüm altyapı kurumlarını sokalım. Tüm parsellere imar yoğunluğu ölçüsünde bacalarını bırakalım! Herkesin işi bittiğinde üzerinde finali yapalım ve asfaltı atalım! Günü kurtarmaktan vazgeçtiğimiz anda ülke ekonomimiz nefes alacak duruma gelecektir! Basit bir asfaltın nelere mal olduğunu yukarıda belirttim. Bu kaynaklar hepimizin! Hunharca harcamayalım! İnsafsızca tüketmeyelim! Kontrol ve denetim mekanizmasını hayata biran evvel geçirelim! Şehrin altyapısını dizayn ederken entegrasyonlu çalışmayı kurum ve kurumsal olarak kendimize vazife edinelim! Sağlıcakla kalın.
Üst satırda örnek verdim. Gazinodan, Yenimahalle’nin üst kesimine kadar olan güzergahta ciddi bir yol kusuru var. Kurtköy’den Dibektaş’ın üst kesimlerine çıkan güzergahlarda ciddi anlamda yol problemi var. Göl mahallesi, Yanık ve diğer mahallelerimizin üst kesimleri de keza aynı şekilde. Vatandaşın yoğun talebiyle seçim üstü reklam kokan asfalt döktük zihniyetinin ortak paydası sonucunda yollarımıza günübirlik atılan asfaltlar herhangi bir altyapı arızası sonucunda delik deşik ediliyor. Seçim denilen sistemin de altyapısını maalesef öğrenebilmiş değiliz! Göz boyamakla seçim kazanılmadığı günlerde hakikaten bir adım ilerlemiş olacağız. İdare niçin var?
Elbette vatandaşın talepleri dinlenmeli ve çözüm üretilmeli! Fakat çözüm önerileri hayata geçirilirken bir plan program dairesi içerisinde hareket edilmeli. Şahsından boy boy bahsedilsin, bol bol pofpoflanılsın diye yapılan ucube hizmetler vatandaşın cebindeki deliğin büyümesine sebep oluyor. Ülkemizin ekonomik durumu hepimizin malumu!
Bugün asfaltın ton fiyatı 190 TL civarlarında. 1 kilometre uzunlukta, 10 metre genişlikte bir asfaltlama yapacağım dediğinizde kasanızdan ortalama 400 Bin TL çıkıyor. Sadece 1 kilometrelik basit bir yoldan bahsettim. Metraj arttıkça rakamların nasıl bir boyuta ulaştığını siz düşünün!
Yıllar yılı Türkiye ekonomisi bu kadar büyürken, İller bankası yatırımları dev seviyelere ulaşırken, Sapanca’ya yabancı sermaye akını devam ederken neden altyapımızı tam manasıyla yenilemedik? Bu da ayrı bir muamma! Şimdi vatandaş yol istiyor, içilebilecek su istiyor, kaldırım istiyor, elektrikleri kesilmesin istiyor, Avrupa standartlarında ulaşım istiyor, internete daha hızlı bağlanabilmek istiyor sizce çok şey mi istemiş oluyor! Bir avuç içi kadar kara ölçümüne sahibiz. Tüm saydıklarımızın tamamı tutsa tutsa yatırım maliyeti açısından ne kadar bir bütçe tutar? Kanalizasyon altyapısının artık yükü kaldıramadığı, menhole ulaşamadan birçok kesişim noktasında aşırı basınçtan ötürü bacalarda kaçakların meydana geldiği ve göle sızmaların olduğu şikayetler arasında. Musluklardan akan suların taşındığı kanalların halen eski sistem asbest borular olduğunu düşünürsek! Elektrik altyapımıza herhalde en son yatırım yapıldığında ilçe nüfusunun 20 binli rakamlarda olduğunu göz önünde bulundurursak! İnternetle tanışmamızdan bugüne ilçe genelinde Telekom altyapısının hala 8 Mbps üzerinde hizmet veremediğini ele alırsak! Enerji tellerinin hala yerin altına alınmadığını, yan yatan direklerin var olduğunu belirtirsek! Gazın birçok noktaya ulaştırılmasına rağmen ardında bıraktığı toz dumanın kapatılamamış olmasını dikkate alırsak! Parke yolların dangır dungur halleri, çökmüş çukurlaşmış durumları, aşınmış vaziyetleri, artık beni değiştirin diye haykıran görüntülerini umursarsak!
Demek oluyor ki gelecekte Sapanca’nın sokakları ve caddeleri ufaktan ufaktan şantiye alanına tekrar dönecek. O halde planlamamızı ve programlamamızı bugünden yapalım. İmar planlarını bitirelim. Yerleşkede toplanabilecek olası nüfusu hesap edelim! Yoğunlukları belirleyelim. Kazılan bölgelere tüm altyapı kurumlarını sokalım. Tüm parsellere imar yoğunluğu ölçüsünde bacalarını bırakalım! Herkesin işi bittiğinde üzerinde finali yapalım ve asfaltı atalım! Günü kurtarmaktan vazgeçtiğimiz anda ülke ekonomimiz nefes alacak duruma gelecektir! Basit bir asfaltın nelere mal olduğunu yukarıda belirttim. Bu kaynaklar hepimizin! Hunharca harcamayalım! İnsafsızca tüketmeyelim! Kontrol ve denetim mekanizmasını hayata biran evvel geçirelim! Şehrin altyapısını dizayn ederken entegrasyonlu çalışmayı kurum ve kurumsal olarak kendimize vazife edinelim! Sağlıcakla kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder