Sapancaspor doludizgin
Pazar günü Sapanca’da futbol oynamak için müthiş bir
atmosfer vardı. Hava günlük güneşlik, stat parıl parıl, tribünler dolu, futbolu
futbol gibi oynamak için sahaya çıkmış iki takım. Futbolcular kendileri için
özene bezene hazırlanmış yeşil çime ayak bastıklarında maçın önemine dair olan
moral motivasyonlarının bir kat daha arttığını ısınma hareketleri esnasındaki
şevklerinden fark ediyorduk. Bir parantez açmak istiyorum. Her defasında
zikrettiğim bir söz vardır. Başarı ayrıntılarda gizlidir. Stat içerisinde,
koltukların göz hizasında, korkulukları (panel çit) tutan perde betona
yapıştırılmış yön tabelaları dikkatimden kaçmadı. Mescit ve tuvaletlerin nerede
olduğunu işaret ediyordu. İlçe spor müdürümüzü bir kez daha tebrik ediyorum.
Sapancaspor geçen hafta deplasmanda galip gelirken birkaç oyuncusundan mahrum
kalmıştı. Çünkü maçı dokuz kişi tamamlamıştı. Eksik kalınmasına rağmen maçtan
galibiyetle ayrılınması büyük takım olgusunun bir parçasıydı.
Bu hafta kendi saha ve seyircimiz önünde maça hızlı başladık. İlk yarının tamamına yakınında maç tek taraflı oynandı. Rakip kaleye sağlı ve sollu inanılmaz ataklar gerçekleştirdik. Golü bulduk. Golün sonrasında üç net gol pozisyonundan yararlanamadık. Oyunu forse etmemize rağmen skoru arttıramadık. Karşımızda kondisyon olarak diri bir takım olmasına karşın bu kadar oyun zenginleştirebilmemiz gelecek haftalar adına umut verdi. İkinci yarıya kontrollü başladık. Maçın son 10 dakikasına kadar oyunun hakimiydik. Birçok net gol pozisyonunu elimizin tersiyle ittik. Skoru arttırmayı başarabilecek golü atabilseydik maçın şeklinin tamamen değişmesinin perdesi aralanacaktı. Başarılı olunamadı. Kalan son 10 dakikada rakip atakları kalemizde hissetmeye başladık. Duran toplar, kenar varyasyonları ve yay üzerinde ki karamboller ürperti duymamıza neden oldu. Baskı yediğimizde nasıl bir ruh haline bürüneceğimizin de sinyallerini evvelden almış olduk. Kalecimiz günündeydi ve maçın bütününde soğuk olmasına rağmen konsantrasyonunu çok şükür ki kaybetmemişti. Karşı karşıya pozisyonda ipten aldı takımı. Hakem bitiş düdüğünü çalıp üç puanı hanemize yazdırırken ufak bir maç analizi ve play off satırları üzerine karalayalım istiyorum.
Maçı Geyvespor müsabakasından ibaret görürsek kondisyon seviyemizin iyi derece olduğunu söyleyebiliriz. Kolay pozisyon üretebilen ayaklara sahip olduğumuzdan bahsedebiliriz. Kenar yönetimimizin oyuna yerinde müdahalelerde bulunduğunu belirtebiliriz. Sahada iyi niyetle ve forma için verilen mücadeleyi gördüğümüzü ifade edebiliriz. Maçın çok daha farklı bir skorla bitme ihtimalinin var olduğundan da söz edebiliriz. Resme geniş perspektiften bakacak olursak. Her ne kadar birkaç eksiğimiz olmuş olsa da, Sapancaspor’un şu anki kadro yapısı play off için pek yeterli gözükmüyor. Arka tandem bloğumuz baskı yediğinde baskıyı kaldırabilecek çeviklikte değil. Tandem ile orta saha bloğumuz arasında inanılmaz bir mevsim farkı var. Her top ayağa geldiğinde kontra atak takımı gibi topu rakip defansın ardına atarak pozisyon üretme mantalitesiyle hareket etmek isteyen bir yapıdayız. Bilinçli takımlar su göstermezler bu oyun yapısına. Topu her ayağına alan oyuncumuz geveliyor, sağa çekiyor, sola çekiyor, adam geçmeye çalışıyor. Yanındakine verip, ikiye bir yapmak, duvar olmak, adam eksiltmek bu saatte ne teknik direktörün ne de benim öğretebileceğim şeyler değil. Maça damga vuran ya da gelecek maçlarda damga vuracak isimlerden biri kim, İshak. İshak hem kendini hem tribünleri yoruyor. Yeteneklerini ve ekonomik gücünü topu ayağına aldığında kendi elleriyle yitiriyor. Etkinliğini, etkisizleştiriyor. Topla çok fazla oynuyor. Her aldığında yirmi - yirmi beş metre sürmek istiyor. Aslında hiç ama hiç gereği yok. Birkaç tane diyagonal pas yaptı. Oyunun yönünü çevirdi. Yapması gerekeni istediği zaman yapabilecek zekilikte. İshak bize nerede lazım? Üçüncü bölgede, yay üstünde, altı pasa paralel kenar çizgilerde. Tek - çift vuruş alır, penaltı yaptırır, adam eksiltir, defansın arkasına sarkar asist yapar, gol atar. Nasıl, topla en az oynayarak. Diğer oyuncularımız içinde geçerli. Bireysel olarak topu ayağımızda haddinden fazla tutuyoruz. Bu hasletten kurtulalım. Orta saha bloğumuz çok pasifize. Oyunu yönlendirecek, tutacak, akışını değiştirecek bir şekle sahip değiliz. Tandemimiz ağır, topu oyunu sokmada, arkadan oyunu şekillendirmede ve müdahalelerde geç kalıyor. Geri dörtlümüzün dokusu tutacak gibi durmuyor. Mücadele ruhumuz ve maçı koparmak için gösterilen çaba gayet iyi. Niceliksel gücümüzü keskin dokunuşlarla niteliksel olarak da fark ettirebilmeliyiz. Sapancaspor genel manada grup maçları için iyi, play off’lar için hazırlık aşaması hüviyetinde olan bir takım olarak nitelendirebiliriz.
Unutulmasın ki grup maçlarını sirküle ediyor olabilmek play off’lar için çok bir şey ifade etmez. Hakan hocayı ve ekibini hanemize yazdırdıkları üç puan ve ortaya koydukları mücadeleden ötürü tebrik ediyorum. Sapancaspor kendine yakışanı her zaman yapar. Gelecek haftalarda çok yönlü değerlendirmeye ve rotamız için aslolan fikirleri üretmeye kaldığımız yerden devam edeceğiz. Doludizgin yolumuza devam edebilmek dileğiyle. Sağlıcakla kalın.
Bu hafta kendi saha ve seyircimiz önünde maça hızlı başladık. İlk yarının tamamına yakınında maç tek taraflı oynandı. Rakip kaleye sağlı ve sollu inanılmaz ataklar gerçekleştirdik. Golü bulduk. Golün sonrasında üç net gol pozisyonundan yararlanamadık. Oyunu forse etmemize rağmen skoru arttıramadık. Karşımızda kondisyon olarak diri bir takım olmasına karşın bu kadar oyun zenginleştirebilmemiz gelecek haftalar adına umut verdi. İkinci yarıya kontrollü başladık. Maçın son 10 dakikasına kadar oyunun hakimiydik. Birçok net gol pozisyonunu elimizin tersiyle ittik. Skoru arttırmayı başarabilecek golü atabilseydik maçın şeklinin tamamen değişmesinin perdesi aralanacaktı. Başarılı olunamadı. Kalan son 10 dakikada rakip atakları kalemizde hissetmeye başladık. Duran toplar, kenar varyasyonları ve yay üzerinde ki karamboller ürperti duymamıza neden oldu. Baskı yediğimizde nasıl bir ruh haline bürüneceğimizin de sinyallerini evvelden almış olduk. Kalecimiz günündeydi ve maçın bütününde soğuk olmasına rağmen konsantrasyonunu çok şükür ki kaybetmemişti. Karşı karşıya pozisyonda ipten aldı takımı. Hakem bitiş düdüğünü çalıp üç puanı hanemize yazdırırken ufak bir maç analizi ve play off satırları üzerine karalayalım istiyorum.
Maçı Geyvespor müsabakasından ibaret görürsek kondisyon seviyemizin iyi derece olduğunu söyleyebiliriz. Kolay pozisyon üretebilen ayaklara sahip olduğumuzdan bahsedebiliriz. Kenar yönetimimizin oyuna yerinde müdahalelerde bulunduğunu belirtebiliriz. Sahada iyi niyetle ve forma için verilen mücadeleyi gördüğümüzü ifade edebiliriz. Maçın çok daha farklı bir skorla bitme ihtimalinin var olduğundan da söz edebiliriz. Resme geniş perspektiften bakacak olursak. Her ne kadar birkaç eksiğimiz olmuş olsa da, Sapancaspor’un şu anki kadro yapısı play off için pek yeterli gözükmüyor. Arka tandem bloğumuz baskı yediğinde baskıyı kaldırabilecek çeviklikte değil. Tandem ile orta saha bloğumuz arasında inanılmaz bir mevsim farkı var. Her top ayağa geldiğinde kontra atak takımı gibi topu rakip defansın ardına atarak pozisyon üretme mantalitesiyle hareket etmek isteyen bir yapıdayız. Bilinçli takımlar su göstermezler bu oyun yapısına. Topu her ayağına alan oyuncumuz geveliyor, sağa çekiyor, sola çekiyor, adam geçmeye çalışıyor. Yanındakine verip, ikiye bir yapmak, duvar olmak, adam eksiltmek bu saatte ne teknik direktörün ne de benim öğretebileceğim şeyler değil. Maça damga vuran ya da gelecek maçlarda damga vuracak isimlerden biri kim, İshak. İshak hem kendini hem tribünleri yoruyor. Yeteneklerini ve ekonomik gücünü topu ayağına aldığında kendi elleriyle yitiriyor. Etkinliğini, etkisizleştiriyor. Topla çok fazla oynuyor. Her aldığında yirmi - yirmi beş metre sürmek istiyor. Aslında hiç ama hiç gereği yok. Birkaç tane diyagonal pas yaptı. Oyunun yönünü çevirdi. Yapması gerekeni istediği zaman yapabilecek zekilikte. İshak bize nerede lazım? Üçüncü bölgede, yay üstünde, altı pasa paralel kenar çizgilerde. Tek - çift vuruş alır, penaltı yaptırır, adam eksiltir, defansın arkasına sarkar asist yapar, gol atar. Nasıl, topla en az oynayarak. Diğer oyuncularımız içinde geçerli. Bireysel olarak topu ayağımızda haddinden fazla tutuyoruz. Bu hasletten kurtulalım. Orta saha bloğumuz çok pasifize. Oyunu yönlendirecek, tutacak, akışını değiştirecek bir şekle sahip değiliz. Tandemimiz ağır, topu oyunu sokmada, arkadan oyunu şekillendirmede ve müdahalelerde geç kalıyor. Geri dörtlümüzün dokusu tutacak gibi durmuyor. Mücadele ruhumuz ve maçı koparmak için gösterilen çaba gayet iyi. Niceliksel gücümüzü keskin dokunuşlarla niteliksel olarak da fark ettirebilmeliyiz. Sapancaspor genel manada grup maçları için iyi, play off’lar için hazırlık aşaması hüviyetinde olan bir takım olarak nitelendirebiliriz.
Unutulmasın ki grup maçlarını sirküle ediyor olabilmek play off’lar için çok bir şey ifade etmez. Hakan hocayı ve ekibini hanemize yazdırdıkları üç puan ve ortaya koydukları mücadeleden ötürü tebrik ediyorum. Sapancaspor kendine yakışanı her zaman yapar. Gelecek haftalarda çok yönlü değerlendirmeye ve rotamız için aslolan fikirleri üretmeye kaldığımız yerden devam edeceğiz. Doludizgin yolumuza devam edebilmek dileğiyle. Sağlıcakla kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder