Sapanca Atatürk Stadı gerçek hüviyetine kavuştu
Kuşkusuz son haftalarda kaleme aldığım en iç açıcı köşe yazısıyla
karşınızdayım. Sapanca’da dişe dokunur, göze gelir gelişmeler de yaşanmıyor
değil! Birkaç gün önce İlçe Spor Müdürümüz Sayın Mehmet Uçar’ı makamında ziyaret
ettim. Göreve geldiği günden bu yana kat edilen mesafeleri yüzeysel olarak
değerlendirme fırsatı yakaladık. İmkanları kısıtlı hatta yok denilebilecek düzeyde
olan bir kurumun idealist bir yöneticiyle neler yapabileceğine canlı gözlerle
şahit olduk. ‘Bir insanla değişir dünya’ cümlesinin hayat bulduğu bir isim ilçemiz
için Mehmet Uçar. Sapanca METEM, Kırkpınarspor, Sapanca Ayyıldız Spor Kulübü ve
Sapanca İlçe Spor Müdürlüğü. Yaklaşık sekiz yıldır elde ettiği başarılar,
ortaya koyduğu mücadele, azmi, kararlılığı, girişimciliği, vizyonu ve idealist
bakış açısıyla gündemde sürekli yer tuttu. Çoğu zaman Mehmet Uçar ismiyle hem
hemhal olduk hem de gurur duyduk. İçerisinde bulunduğu tüm tüzel kişiliklere
değer katan, kurumsallık kazandıran, disiplin anlayışını kazandıran, samimiyeti
yerleştiren bir kardeşimizin köyümüzün bağrında kalması ve hizmetlerini arttırarak
devam ettiriyor olması hakikaten ilçemiz adına çok büyük kazanım. Sapanca’ya
daha çok Mehmet Uçar’lar yetiştirmemiz lazım. Yeni nesillere rol modeller sunabilmemiz
lazım. Kanaat önderleri kazandırmamız lazım. Kendisine dalında yapabilecekleri
noktasında beni hiçbir zaman yanıltmadığı için ayrıca şükranlarımı sunuyorum. İktisatta
marjinal fayda teoremi vardır. Kişi elde ettiği kişisel gelişimle bulunduğu
alanın sınırlarını zorlamaya başladığı anda mutlak suretle basamak atlamalıdır.
Bu teorem, faydasal manada üzerine konulacak bir şey kalmayıp doyuma ulaşıldığında,
yapılması muhtemel her hamlenin durağanlığın ötesine geçememe haline ritim
çalındığında artık azalan marjinal fayda esaslarının devreye gireceğini
savunur. Kıssadan hisse Mehmet hocama iktisat teoreminden yola çıkarak kariyer
noktasında naçizane tavsiyelerde bulundum. Hedeflediklerini çok kısa sürede
hayata geçireceğine inancım tam. İnşallah
gelecek yıllarda kendisini çok daha iyi noktalarda göreceğiz. Elbirliğiyle bu
değişime biz de katkıda bulunmalıyız.
Kapısına adeta kilit vurulan milli kaynaklarımız bugün harıl harıl hizmet veriyorsa, turnuvalar kapalı ve açık alanda ardı ardına start alıyorsa, tüm branşlar kendine idman sahası bulabiliyorsa, yüzlerce çocuk spor yapabiliyorsa, milli değerler halkın hizmetine kaliteli bir şekilde sunuluyorsa, korunuyor ve kollanıyorsa bunun üzerine ne yazılacak ne de söylenebilecek bir söz kalmıyor. Sapanca Atatürk Stadını gezdim. Tertemiz. Tuvaletler gayet hijyenik. Soyunma odaları pırıl pırıl. Perde betonlar boyalı. Yedek kulübeleri sağlam. Koltuklar tam takır. Asmadaki siyah üzümler salkım saçak. Sahanın çevresi düzenli ve disiplinli. Gelelim esas meseleye. Düz bir satıh üzerinde parıl parıl parlayan çimler. Yeşil zemin adeta Erhan Tanta geri dön yeşil sahalara diyor. Nasıl bir incelikle ve titizlikle bakıldığını ilk gördüğünüzde anlıyorsunuz. Öylesine içine çekiyor ki sizi, uzanacaksınız boylu boyunca gökyüzünü seyreyleyeceksiniz usulca. Mest oldum. Sapanca’ya işte tam da bu yakışırdı dedim.
O sahanın içerisinde oynanan maçı tribünde izleyen bir çocuğun gelecekte ben de bu sahada nasıl oynayabilirimin hayallerini kendi iç dünyasında kurgulayabileceğini adım gibi biliyorum. Güzel bir çehre mıknatıs gibi çeker hevesli gönülleri. Stadyumumuzun elbette kısmi eksiklikleri var. TOKİ tarafında kalan tribünün üst çatı kısmının yenilenme işleminin şimdilik prosedürlere takıldığını, beton olan oturma yerlerinin koltuğa kavuşturulması için çalışmaların sürdürülmesi eksikliklerin kısa sürede tamamlanacağının göstergesi niteliğinde. Sapanca Atatürk Stadyumu, İlçe Spor Müdürlüğümüzün karargahı olma yolunda ilerliyor. 09.07.2015 tarihinde Sapanca Gazetesi’nde yayımlanan “Stad yerinde ağırdır” (Butik Stadyum) başlıklı köşe yazımda, Sapanca Atatürk Stadının Sapanca için ne derece öneme sahip olduğunu dilim döndüğümce anlatmıştım. Vaktiniz olursa blog sayfama girerek yazımı tekrardan hatırlama fırsatı yakalayabilirsiniz. Kırkpınar Tepebaşı sahasının ihaleye çıkıyor olması, Hacımercan Spor Kompleksi inşaatının devam ediyor olması bu sezon Atatürk Stadının zeminini oldukça yıpratacak.
Sapancaspor, Kırkpınarspor, Hacımercanspor ve Akçayspor dönüşümlü olarak maçlarını Sapanca Stadında oynayacak. Çimi bırakın, bu tempoya can dayanmaz. Yağışlı havalar başladığında hep birlikte bunu net olarak göreceğiz. Köstebek yuvası, başka bir deyişle çamur deryasına dönecek olması kimseyi şaşırtmasın. Şimdiki güzelliğin tadını çıkaralım o halde. Bu arada Atatürk Stadının yıkılıp yerine millet bahçesi yapılacağını, kamu binası dikilebileceğini dillendirip ağızlarına dolayanlara bir tavsiyem var. Boş işlerle uğraşmayı bırakın. Bir şeyler yapmak istiyorsanız hazıra konmak yerine bedel ödeyin, kuruma taşınmaz kazandırın ve içerisine ne tür bir varlık yapmak istiyorsanız, yapın. Kimsenin engel olduğu yok! Stat yerinde ağırdır. Sağlıcakla kalın.
Kapısına adeta kilit vurulan milli kaynaklarımız bugün harıl harıl hizmet veriyorsa, turnuvalar kapalı ve açık alanda ardı ardına start alıyorsa, tüm branşlar kendine idman sahası bulabiliyorsa, yüzlerce çocuk spor yapabiliyorsa, milli değerler halkın hizmetine kaliteli bir şekilde sunuluyorsa, korunuyor ve kollanıyorsa bunun üzerine ne yazılacak ne de söylenebilecek bir söz kalmıyor. Sapanca Atatürk Stadını gezdim. Tertemiz. Tuvaletler gayet hijyenik. Soyunma odaları pırıl pırıl. Perde betonlar boyalı. Yedek kulübeleri sağlam. Koltuklar tam takır. Asmadaki siyah üzümler salkım saçak. Sahanın çevresi düzenli ve disiplinli. Gelelim esas meseleye. Düz bir satıh üzerinde parıl parıl parlayan çimler. Yeşil zemin adeta Erhan Tanta geri dön yeşil sahalara diyor. Nasıl bir incelikle ve titizlikle bakıldığını ilk gördüğünüzde anlıyorsunuz. Öylesine içine çekiyor ki sizi, uzanacaksınız boylu boyunca gökyüzünü seyreyleyeceksiniz usulca. Mest oldum. Sapanca’ya işte tam da bu yakışırdı dedim.
O sahanın içerisinde oynanan maçı tribünde izleyen bir çocuğun gelecekte ben de bu sahada nasıl oynayabilirimin hayallerini kendi iç dünyasında kurgulayabileceğini adım gibi biliyorum. Güzel bir çehre mıknatıs gibi çeker hevesli gönülleri. Stadyumumuzun elbette kısmi eksiklikleri var. TOKİ tarafında kalan tribünün üst çatı kısmının yenilenme işleminin şimdilik prosedürlere takıldığını, beton olan oturma yerlerinin koltuğa kavuşturulması için çalışmaların sürdürülmesi eksikliklerin kısa sürede tamamlanacağının göstergesi niteliğinde. Sapanca Atatürk Stadyumu, İlçe Spor Müdürlüğümüzün karargahı olma yolunda ilerliyor. 09.07.2015 tarihinde Sapanca Gazetesi’nde yayımlanan “Stad yerinde ağırdır” (Butik Stadyum) başlıklı köşe yazımda, Sapanca Atatürk Stadının Sapanca için ne derece öneme sahip olduğunu dilim döndüğümce anlatmıştım. Vaktiniz olursa blog sayfama girerek yazımı tekrardan hatırlama fırsatı yakalayabilirsiniz. Kırkpınar Tepebaşı sahasının ihaleye çıkıyor olması, Hacımercan Spor Kompleksi inşaatının devam ediyor olması bu sezon Atatürk Stadının zeminini oldukça yıpratacak.
Sapancaspor, Kırkpınarspor, Hacımercanspor ve Akçayspor dönüşümlü olarak maçlarını Sapanca Stadında oynayacak. Çimi bırakın, bu tempoya can dayanmaz. Yağışlı havalar başladığında hep birlikte bunu net olarak göreceğiz. Köstebek yuvası, başka bir deyişle çamur deryasına dönecek olması kimseyi şaşırtmasın. Şimdiki güzelliğin tadını çıkaralım o halde. Bu arada Atatürk Stadının yıkılıp yerine millet bahçesi yapılacağını, kamu binası dikilebileceğini dillendirip ağızlarına dolayanlara bir tavsiyem var. Boş işlerle uğraşmayı bırakın. Bir şeyler yapmak istiyorsanız hazıra konmak yerine bedel ödeyin, kuruma taşınmaz kazandırın ve içerisine ne tür bir varlık yapmak istiyorsanız, yapın. Kimsenin engel olduğu yok! Stat yerinde ağırdır. Sağlıcakla kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder