Gidişat vito şoförlerine teslim edilmemeli!
Sapanca, özellikle son beş yıldır ülke çapında körfez ülke vatandaşlarının yoğun ilgi gösterdiği bölgelerden biri oldu. Mütekabiliyet yasasının yürürlüğe girmesiyle birlikte körfez yatırımcıları ilçemize akın ettiler. Arsa, villa, daire, otel vb. taşınmazlar satın alırlarken, birçok körfez müteşebbisi de ilçemizde yeni projeleri sıfırdan hayata geçirdiler. İlçeye ciddi bir sıcak para girişi oldu. Tapu dairesi zaman zaman yoğun talebe cevap vermekte zorluk çekti. İlçede herkesin gözü önünde cereyan eden bu gelişmeler su akar yolunu bulur zihniyetine teslim edildi. Kontrolsüz bir yığılma oldu. Bölgenin büyüsüne ve sürü psikolojisinin getirdiği ruhsal beklentiye kendini kaptıran birçok körfez vatandaşı yatırımcı avcılarının tuzağına düşmekten kendilerini alamadı. İmarlı araziyi gösterip dağ başında imarsız araziyi satanı mı dersiniz, Türk Lirası fiyat verip aynı değerde karşısındakinin Dolar ödemesi yapmasını fırsata çeviren mi dersiniz, birkaç günlük dostluklarla hayali projeleri satanlar mı dersiniz, karşısındakinin bir insan olduğunu unutup para putu gibi göreni mi derseniz, bir liralık malı beş liraya satıp günü kaymaklı kapatanı mı dersiniz, dersinizde dersiniz.
Tüm bu süreçlerin en masumu, olan biteni izleyen ilçe halkıydı. Birileri pastadan pay kapabilme adına birbirini alt ederken, tepsinin dibinin sıyrılmış boş tarafı kala kala ilçe halkına kalıyordu. Şişen arsa ve daire fiyatları, en ufak boşlukta bir anda biten yapılar, samanlının ciğerinden yükselen betonarme binalar, caddelerin yüküne yük katan trafik kurallarına uymayıp yolların dengesini bozan panelvanlar, halka açık kafe ve restaurantlarda yükselen rakamlar, kiralık ev bulmakta güçlük çeken yeni evli çiftler ve daha niceleri. Spontane gelişen bu süreçlerin en kazançlıları vito şoförleri oldu. Asıl işi güvenli bir şekilde direksiyon sallamak olan bu zatlar boşluğu lehlerine çevirmekte çok atik davrandılar. Yaşadıkları bölgede öğrenmiş oldukları halk dili onlara hayatları boyunca göremeyecekleri kapılar açtı. Birçoğu hayatında mektep kapısından girmemiş olan bu kişiler Sapanca’nın neredeyse her noktasında etkin oldu. Dili rahatça konuşabildiği için misafirlerine güven telkin etmekte zorlanmadılar. Bölge halkının içerisinden olan meslek erbaplarını rahatça tava getirdiler. Göstermelik müşteri ziyaretleriyle bölgeye karış karış hakim oldular. Her çaldıkları kapıdan komisyonu ceplerine indirdiler. Esnaf güçsüz ve çelimsiz olunca gördükleri karşısında sessiz kalmayı yeğledi.
Emlak’taki vurgunlar sözle ve kelimeyle anlatılacak düzeyde bile değil. İlçenin gayrimenkul ve yeme içme konaklama sektörüne, yani ticari kalbine hançeri sapladılar. Ali kıran baş kesen tavırlarıyla tepki çekseler de yapacaklarından geri kalmadılar. Alıcı ve satıcıyı çift taraflı mağdur ettiler. Ucuz ve pahalı kavramını kendi lugatlarınca tarif ettiler. 10 Liralık üründen dahi hakediş istemekten yüzleri kızarmadı. Vur kaçlarla saman alevinin sıcaklığını depoladılar. Sapanca’nın doğal güzelliklerini sanki 150 yıldır bu topraklarda yaşıyorlarmış gibi anlattılar. Sonra kolayca pazarladılar. Parsayı toplarlarken ilçeye en ufak bir eser bırakmadılar. Söz geçiremedikleri olduğunda kendi aralarında kurdukları vatsap gruplarıyla bölgede faaliyet gösteren kimi şirketleri, kimi esnafları hedef tahtalarına oturttular. Peki, benim bu yazdıklarımı hatta çok daha fazlasını bu ilçeye yön veren makamlar bilmiyorlar mı? Neden halen önlem alınmıyor? Sapanca’nın turizmi ve ekonomisi bunların kontrolüne bırakılacak kadar sahipsiz mi? Vergi vermedikleri gibi devleti de zarara uğratıyorlar. Sapanca demini aldı. Şu ara ellerinde günlük kiralık evler kaldı. Bir süre sonra elde kalan ürünler rantabl olmaktan çıkınca ortada bir posa kalınca bu zihniyetler yeni coğrafyalara yelken açacaklar. Son ürün tarladan çıkana dek oraya kamp kuracaklar. Bizi bizle ve binlerce kilometre öteden ilçemize gelen yatırımcılarla baş başa bırakacaklar.
Mülki kurumlarımız birçok hayati önem taşıyan konuda olduğu gibi bu furyada da maalesef yetersiz ve aciz kaldılar. Yön tayin edemediler. İlçe halkını bilinçlendiremediler. Kurumsal kimlik oluşturamadılar. Temel bir altyapı inşa edemediler. Kaymakamlık, Belediye, Meslek Odaları, Vakıflar, Sivil Toplum Kurumları neden var? Son beş yılda ilçeye bu kadar sıcak para girerken, bu para neden Sapanca’da dolaşmadı? İlçede neden sosyal donatılı yatırımlar artmadı? Neden ilçenin altyapısına yatırımlar yapılmadı? Zararın neresinden dönülerse kardır. Sapanca’nın sektörel gidişatına Hataylı – Urfalı – Mardinli panelvan şoförleri yön vermemeli! Bir an önce bunun önüne geçilebilecek tedbirler alınmalı! Turizm noktaları gerçek manada oluşturulmalı ve içerisine nitelikli insanlar konmalı! Giriş çıkışlar kontrol edilmeli. A sınıfı düzeyde Arapça ve İngilizce eğitimi vermeye haiz kurslar açılmalı. Göstermelik değil! Arapça tabelalar indirilmeli! Gelen turistlerin Türkçe konuşabilmeleri için çalışmalar yürütülmeli. İlçe merkezine estetik ve mimari açıdan yankı uyandıracak, içerisi kaliteli bireylerden teşekkül ettirilecek bir turizm informasyon evi inşa edilmeli. Bölgeye hizmet veren tur şirketleri uyarılmalı ve cezalar caydırıcı olmalı! Hak ediş adı altında toplanan yüksek komisyonlara engel olunmalı ve ticari disiplin bölgenin geneline yayılmalıdır. Bölge insanını akan dereden nasiplendirecek hamleler yapılırsa ilçe genelinde hizmet kalitesi de buna paralel artar. Hizmet ve servis kalitesi artan lokasyona bilinçli müşteriler rağbet eder. Bu bütünlükte ticari ahlak üst seviyeye ulaşır.
Sapanca marka değerini en ücra noktalara kadar taşır. Sağlıcakla kalın.
Tüm bu süreçlerin en masumu, olan biteni izleyen ilçe halkıydı. Birileri pastadan pay kapabilme adına birbirini alt ederken, tepsinin dibinin sıyrılmış boş tarafı kala kala ilçe halkına kalıyordu. Şişen arsa ve daire fiyatları, en ufak boşlukta bir anda biten yapılar, samanlının ciğerinden yükselen betonarme binalar, caddelerin yüküne yük katan trafik kurallarına uymayıp yolların dengesini bozan panelvanlar, halka açık kafe ve restaurantlarda yükselen rakamlar, kiralık ev bulmakta güçlük çeken yeni evli çiftler ve daha niceleri. Spontane gelişen bu süreçlerin en kazançlıları vito şoförleri oldu. Asıl işi güvenli bir şekilde direksiyon sallamak olan bu zatlar boşluğu lehlerine çevirmekte çok atik davrandılar. Yaşadıkları bölgede öğrenmiş oldukları halk dili onlara hayatları boyunca göremeyecekleri kapılar açtı. Birçoğu hayatında mektep kapısından girmemiş olan bu kişiler Sapanca’nın neredeyse her noktasında etkin oldu. Dili rahatça konuşabildiği için misafirlerine güven telkin etmekte zorlanmadılar. Bölge halkının içerisinden olan meslek erbaplarını rahatça tava getirdiler. Göstermelik müşteri ziyaretleriyle bölgeye karış karış hakim oldular. Her çaldıkları kapıdan komisyonu ceplerine indirdiler. Esnaf güçsüz ve çelimsiz olunca gördükleri karşısında sessiz kalmayı yeğledi.
Emlak’taki vurgunlar sözle ve kelimeyle anlatılacak düzeyde bile değil. İlçenin gayrimenkul ve yeme içme konaklama sektörüne, yani ticari kalbine hançeri sapladılar. Ali kıran baş kesen tavırlarıyla tepki çekseler de yapacaklarından geri kalmadılar. Alıcı ve satıcıyı çift taraflı mağdur ettiler. Ucuz ve pahalı kavramını kendi lugatlarınca tarif ettiler. 10 Liralık üründen dahi hakediş istemekten yüzleri kızarmadı. Vur kaçlarla saman alevinin sıcaklığını depoladılar. Sapanca’nın doğal güzelliklerini sanki 150 yıldır bu topraklarda yaşıyorlarmış gibi anlattılar. Sonra kolayca pazarladılar. Parsayı toplarlarken ilçeye en ufak bir eser bırakmadılar. Söz geçiremedikleri olduğunda kendi aralarında kurdukları vatsap gruplarıyla bölgede faaliyet gösteren kimi şirketleri, kimi esnafları hedef tahtalarına oturttular. Peki, benim bu yazdıklarımı hatta çok daha fazlasını bu ilçeye yön veren makamlar bilmiyorlar mı? Neden halen önlem alınmıyor? Sapanca’nın turizmi ve ekonomisi bunların kontrolüne bırakılacak kadar sahipsiz mi? Vergi vermedikleri gibi devleti de zarara uğratıyorlar. Sapanca demini aldı. Şu ara ellerinde günlük kiralık evler kaldı. Bir süre sonra elde kalan ürünler rantabl olmaktan çıkınca ortada bir posa kalınca bu zihniyetler yeni coğrafyalara yelken açacaklar. Son ürün tarladan çıkana dek oraya kamp kuracaklar. Bizi bizle ve binlerce kilometre öteden ilçemize gelen yatırımcılarla baş başa bırakacaklar.
Mülki kurumlarımız birçok hayati önem taşıyan konuda olduğu gibi bu furyada da maalesef yetersiz ve aciz kaldılar. Yön tayin edemediler. İlçe halkını bilinçlendiremediler. Kurumsal kimlik oluşturamadılar. Temel bir altyapı inşa edemediler. Kaymakamlık, Belediye, Meslek Odaları, Vakıflar, Sivil Toplum Kurumları neden var? Son beş yılda ilçeye bu kadar sıcak para girerken, bu para neden Sapanca’da dolaşmadı? İlçede neden sosyal donatılı yatırımlar artmadı? Neden ilçenin altyapısına yatırımlar yapılmadı? Zararın neresinden dönülerse kardır. Sapanca’nın sektörel gidişatına Hataylı – Urfalı – Mardinli panelvan şoförleri yön vermemeli! Bir an önce bunun önüne geçilebilecek tedbirler alınmalı! Turizm noktaları gerçek manada oluşturulmalı ve içerisine nitelikli insanlar konmalı! Giriş çıkışlar kontrol edilmeli. A sınıfı düzeyde Arapça ve İngilizce eğitimi vermeye haiz kurslar açılmalı. Göstermelik değil! Arapça tabelalar indirilmeli! Gelen turistlerin Türkçe konuşabilmeleri için çalışmalar yürütülmeli. İlçe merkezine estetik ve mimari açıdan yankı uyandıracak, içerisi kaliteli bireylerden teşekkül ettirilecek bir turizm informasyon evi inşa edilmeli. Bölgeye hizmet veren tur şirketleri uyarılmalı ve cezalar caydırıcı olmalı! Hak ediş adı altında toplanan yüksek komisyonlara engel olunmalı ve ticari disiplin bölgenin geneline yayılmalıdır. Bölge insanını akan dereden nasiplendirecek hamleler yapılırsa ilçe genelinde hizmet kalitesi de buna paralel artar. Hizmet ve servis kalitesi artan lokasyona bilinçli müşteriler rağbet eder. Bu bütünlükte ticari ahlak üst seviyeye ulaşır.
Sapanca marka değerini en ücra noktalara kadar taşır. Sağlıcakla kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder