Sapanca’nın “başıboş” misafirleri


Sapanca son 2 yılda 2 defa ülke, hatta dünya çapında gündem oldu.  Kasım 2016 – Haziran 2018. Köpek ölümleri. Sapanca Belediyesi ve Sapanca halkı yargısız infazla sanık sandalyesine lap diye oturtuldu. Kimsenin daha ne olup bittiğini anlamasına müsaade edilmeden birdenbire kararlar verildi. Vahşet ve canilik telaffuzları sosyal ağlarda viral oldu. Sapanca’da katliam var! Hayvana Şiddet Suçtur! Sapanca’ya boykot! hashtag’ları altında yüzbinlerce tweet atıldı.

Şu geçenlerde hani İyi Parti’den istifa eden bir kadın vardı ismi Ruh-at Mengi. Hatırladınız mı? 9 Kasım 2016 tarihinde hızını alamadan şu tweet’i atmıştı. Yazıyı aynen kopyalıyorum. “Arkadaşlar Sapanca 800 kopeği bebekleriyle öldürdü.” Yanlış okumadınız 800 diyor. Ya sayı saymayı bilmiyor ya da rakamlardan bir haber. Ancak milleti galeyana getirmekte bir o kadar maharetli.  Oturduğu yerden özgürce yazabiliyor. Kimse de bir şey diyemiyor. Doğru veya yanlış. Hiç önemi yok. Bir anda trend topic. Koskoca bir ilçenin ismini mesnetsiz bir şekilde kirletmekten, lekelemekten, karalamaktan, yöre insanının düşürülebileceği çirkin durumdan en ufak haya duymuyor. Hadsiz bir şekilde atıyor. Yargının vereceği kararı beklemiyor. Çünkü hakim ve savcı bizatihi kendileri.

Komşular arasında yaşanan hayvan besleme - beslememe anlaşmazlığının neticesinde zehirlenme hadisesinin vuku bulduğu tahmin edilse de ilçe çoktan sosyal medyada tefe konmuştu bile.

İçimizdeki irlandalılar’a ne demeli! Şaka gibiler. İlçeleri hakkında atılan iftiralara okkalı cevap vermek yerine çanak tutmak için çırpınıyorlar! Bu ne gayret! Sanki yıllardır bu sokaklarda gezip, dolaşmıyorlar. Sokak başlarında yere usulca uzanmış başıboş köpeklerin yanından geçip gitmiyorlar. Mahallelinin ocaklarında pişirip de sofralarına koydukları yemekleri sokak hayvanlarıyla paylaştıklarını bilmiyorlar! Gözleri var görmezler, kulakları var duymazlar, dilleri var hakkı hakikati konuşmazlar! Vay arkadaş kimlerle aynı havayı soluyoruz! Prim yapma derdinde olanlar! Şovenistlikte sınır tanımayanlar! Bir canlıya yapılan şiddeti hangi toplum sahiplenebilir! Derdiniz ne? Boykot edeceklermiş!  Bilgi sahibi olmadan çoktan fikir sahibi olmuşlar!  Eğitimlisi, eğitimsizi. Gazetecisi, sanatçısı. Siyasetçisi, tiyatrocusu … Nasıl bir boşluk var. Yüce yaradan; Hayvanlar benim sessiz kullarımdır. Onlar şimdi zulme susuyorlar ama hesap günü konuşacaklardır derken tüm kainata seslenmiyor mu?

Bir hafta kadar önce yavru bir köpeğin geçirmiş olduğu kaza sonrasında götürüldüğü klinikteki görüntüleri boy boy medyada paylaşıldı. Yüreğinde sevgi dalı taşıyan her insanın yüreği burkuldu. Kalbi acıdı. Masum yavrunun gözlerinden akan yaş taneleri içimizi parçaladı. Üzüntü dağları görüş açımızı kapadı. Olayın nasıl hasıl olduğu anlaşılmadan kıyamet ilçe üzerinde koptu. Önce Sapancalılar suçlandı baktılar reyting patlaması alınamıyor 2016 yılında Ürdün’de çekilmiş görüntüler basına servis edildi. Suriyeliler hedef tahtasına kondu! Oluşturulan kaotik havanın etkisinde kalan politikacılar olsa da ne yaptılarsa tutmadı! Çamur at izi kalsın politikasından öte geçemediler! Devletin belli başlı makamlarını işgal eden yöneticiler olayı süzgeçten geçirmeden açıklama yapma gafletinde bulundular. Yazık ki ne yazık.

Sadece birkaç saatlik çalışma ve incelemeyle olayın bir vahşet değil iş kazası olduğu ortaya çıkartıldı. Yaz sezonu ile birlikte ilçede otla mücadele kapsamında yol kenarlarının temizliği yapılırken görünmez bir kazanın yaşandığı anlaşıldı. Kuşkusuz ki insan sağlığı için mesaisini yapan, görevini yerine getiren, bölgenin ottan temizlenmesi için canla başla çalışan kepçe operatörü böyle bir olayla kesinlikle anılmak istemezdi. Yargı en doğru kararı verecektir.

Klavye mücahitleri, sosyal medya patronları pıtrak gibi çöktü olayın üzerine. 50 Bin TL – 100 Bin TL ödüller havada uçuştu. Samimiyetsizler! Hayatı boyunca bir sokak köpeğine bir tas çorba vermeyen, bir yavru hayvana şefkat göstermeyen egoistler ödül vermekten bahseder oldu. Sahtekarlar! Yaşamı süresince Sapanca’ya adım atmamış olan berduşlar Sapanca’ya boykot çağrısında bulunma cüretini gösteriyorlar! Sokak hayvanları yıllardır bu topraklarda güven içerisinde yaşamlarını sürdürüyorlar. Ekolojik dengeye kendi çaplarında katkı sağlıyorlar. Sapanca’nın betonlaşmaya başlamadığı, bahçeli kargir evlerin yaygın olduğu dönemlerde her hanede mutlak suretle bir köpek beslenirdi. Adeta evlerin bir parçası, bir organıydı. Her kapının önünde bir köpek beklerdi. Köylerimizde bu gelenek halen sürdürülmekte. Apartman yaşamı sıklaşmaya başlayınca koruma maksatlı köpek besleme oranı iyice düşmüş olsa da biz daha yaşlanmadık. O günleri unutmadık. Geçmişimizden kopmadık. Halk aynı halk. Toplum aynı toplum.

Yazıp çizerken, bol keseden konuşurken, elini sıcak sudan soğuk suya sokmazken, taşın altına elini sokmazken, toplumun menfaatleri için bir adım atmazken, akşam karanlığında gölgesinden korkarken, attığı bir tweet’le kahraman olduğunu zanneden zavallılar bir günlük adam olun! Ahmaklaşmayın! İfratta sınırı aşmayın! Sahipsiz bir hayvanın bir günlük mama ihtiyacını karşılayın! Bakın bakalım o zaman ortalıkta başıboş bir hayvan kalıyor mu! Dünyanın neresinde olursa olsun hiçbir canlı şiddeti hak etmiyor! Hayvan hastaneleri, kuş evleri, kuş hastaneleri kurmuş bir neslin torunlarıyız biz. Yavrularını emziren köpek ve yavruları için fethe ilerleyen on bin kişilik ordunun yönünü değiştiren bir peygamberin ümmetiyiz biz. İftiralara kanmayın.

Gelecek hafta Sapanca’nın misafirleri olan başıboş köpekleri nasıl kayıt altında tutar ve onlara hak ettiği değeri yasal olarak verebiliriz konusunda bir yazı kaleme alacağım. Sağlıcakla kalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Sadettin Tantan"

“Stad yerinde ağırdır” (Butik Stadyum)

Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nü Sapancalılar kurdu!