Sapancaspor’un anlı şanlı varoluş mücadelesi!


Sapancaspor ligde tutunabilmek uğruna tüm benliğiyle anlı şanlı mücadelesine kaldığı yerden devam ediyor. Haftalar birbirini kovalıyor, adrenalin bir an olsun azalmıyor. Adapazarıspor’un deplasmanda puan kaybedeceğinden emindik. Bizim kazanmamız gerekiyordu. Stres yükünün haftalar ilerledikçe daha baskın bir hal aldığını belirtmemiz gerekir. Ekstrem bahar yorgunluğu da eklenince içinden çıkılmaz bir psikolojiyle karşı karşıya kalıyoruz. Haftasonu, İnegöl’ü ağırladık.  Oyuna baskılı ve tempolu başlayacağımızı düşünüyordum. Fakat öyle olmadı. Tam aksine rakip ilk 25 dakikalık bölümde tam saha pres yapıp, geri dörtlüsünü önde kurup bizi sahamıza hapsetti. İster istemez sonuca dair kuşkular her dakika beynimizi kemirip duruyordu. Acabalar bitmek bilmiyordu. Puan kaybeder miyiz evhamı bedenimizi yiyip bitiriyordu. Bir an önce golü bulup derin bir nefes çekmek istiyorduk ki kalemizde golü gördük. Beklenmedik gol tribünümüzde buz etkisine neden oldu.

Havanın sıcaklığı ve bahar etkisi oyuncularımızda motivasyon eksikliğine yol açmıştı. Oyuna adapte olmakta zorluk çekiyorduk. Golün etkisiyle biraz toparlanır gibi olduk. Karşı kaleye ufak ufak gitmeye başladık. Tribünümüz golün sersemliğini üzerinden çabucak attı. Oyuna müdahil olmaya başladı. Ses yükselmeye başladı. Üsame’nin topu dikine sürüp Murat’la girdiği verkaçın neticesinde ceza sahası içerisinde rakip defansı ekarte edip düzgün bir vuruşla fileleri havalandırması tribünlerimizi coşturdu. Kaygılar ortadan kalktı. Gol canlanmamıza vesile oldu. Devre arasına golü bularak girmemiz ayrı bir hava getirdi. Devre arasının diğer bir sürprizi stat içerisinde yapılan müzik senfonisiydi. Hareketli şarkılar herkesin üzerindeki negatif enerji yükünü aldı, götürdü. Ufak bir parantezle tribüne verilen değerin bir manzumesiydi sanırım bu uygulama.

İkinci yarıya etkili ve hızlı başladık. Daha güçlü daha vurgulu. Oyunu karşı kaleye yıktık.
İlk 5 dakikalık bölümde iki tane yüzde yüzlük gol pozisyondan yararlanamadık. Adapazarıspor’un Beylerbeyi karşısında oyunu 1-0 önde götürüyor olması bir yandan maçı izlettirip diğer yandan da matematik yaptırtıyordu. Dayanıklılığımız ve maç kondisyonumuz İnegöl’ü son 20 dakika oyundan düşürdü. Kenar yönetiminden anı anına değişiklik hamleleri geldi. Çok yerinde değişiklikler yapıldı. Ofansif ve agresif bir kenar çizgi oyununa yöneldik. Sağlı sollu kenar bindirmeleri pozisyon zenginliğimizi arttırdı. Bu dakikalarda Sezai beklenen ağırlığını ortaya koyamadı. Christian üst üste girdiği pozisyonlar sonrasında şaheser bir kafa golüne imza attı. Sevinç yumağı sahanın içinde oluştu. Azmin ve birlikteliğin sinerjisi golü getirdi. Sahadan galibiyetle ayrılıyorduk. Adapazarı’nın deplasmanda puan kaybetmesiyle varoluş mücadelemizi son haftaya kadar taşımaya olan niyetimizi kararlı bir şekilde ortaya tekrar koyuyorduk.

Bu hafta biz Zafer’e konuk olacağız. Adapazarıspor, Beylikdüzünü ağırlayacak. Beylikdüzü, şampiyonluk yarışından koptu. Play off ümitlerini yitirdi. Fakat lig üzerindeki beklentileri bitmedi. Şimdi Bal Ligi’nin prosedürü gereği küme düşme riskiyle karşı karşıya kaldılar. Kaliteli bir kadroya, grubun en iyi futbolunu oynayan takıma ve ligin beşinci sırasında olmalarına rağmen statünün azizliğine uğradılar. Beylikdüzü, Adapazarı deplasmanında mutlak suretle kazanmak zorunda. Adapazarıspor’dan çok daha iyi bir takım. Ümit ediyoruz ki Beylikdüzü kazanacak.  Zafer deplasmanında galibiyeti ararken kalbimiz, gönlümüz ve kulaklarımız pür dikkat Adapazarı’nda olacak.

Zafer karşısında ev sahibi takım hüviyetinde oynamalıyız. Üzerimizdeki baskıyı atmalıyız. Zaferspor şu an ununu elemiş eleğini asmış durumda. Geçen hafta Karasu’ya mağlup oldular. Deplasman fobimizi taraftarımızın desteğiyle yeneceğimize inanıyorum. Demotive olmaya gerek yok. Aşırı konsantrasyondan kaçınalım. Rahat olalım. Rahatlığımızı sahada ayaklarımızı sağlam yere basarak gösterelim. Deplasmanda takımımızı yalnız bırakmayacak taraftarımıza da maç boyunca büyük iş düşecek. Her koşulda takımımızın direncini yüksek tutacak eylem ve söylemlerde bulunmalıyız. Bir an olsun galibiyete olan inancımızı kaybetmemeliyiz. Sapancaspor’un Bursa’dan Zafer’le dönmesini umut ediyor ve ligin kurdelesinin son hafta kesilmesini canı gönülden temenni ediyorum. Sapancaspor, Bal liginde Sakarya futbolunu temsilen Adapazarıspor’dan çok daha fazla ihtiyaç duyulacak bir kulüp ve camiadır. Tüm Sakarya spor kamuoyunun ilimiz futbolu adına Sapancaspor’un ne kadar kıymetli bir takım olduğunun kesinlikle farkında olduğunu sesli olarak düşünüyorum. Sağlıcakla kalın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Sadettin Tantan"

“Stad yerinde ağırdır” (Butik Stadyum)

Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nü Sapancalılar kurdu!