Sapancaspor’un bir ayağı çukurda

Sapancaspor her geçen hafta irtifa kaybediyor. Tüm kazanımlarını bir bir yitiriyor. Plan, program, ahenk, düzen, nizam, intizam hak getire. Tespihin ipi koptu. Boncuklar bir oraya bir buraya savrulmuş durumda. Belki de ilerleyen haftalar içinden çıkılmaz bir hale dönüşecek. Rakiplerimizin tökezlemesine, ayaklarının birbirine takılmasına, tümsekten geçememelerine rağmen hiçbir refleks gösteremiyoruz. Zaferspor müsabakası haftanın Zaferi olsun istemiştik. Tribüne adım attığımda sersemledim. Koltuklarda yeller esiyordu. Heyecan bitmişti. Koltuklarda in cin top oynuyordu. Sapanca tarihinin görülmüş en kötü organizasyonlarından biriydi. Rakip takım seyircilerinin bağrış çağırışları toki duvarından yankı yapınca kendimi deplasmanda hissettim. Oyuncularımız maça bitkin başladılar. Gözüm yedek kulübemize ilişti. Hocalarımız yoktu. Takımda heyecan namına bir gram belirti yoktu. O anda öğrendim ki hocalarımız Bursa deplasmanı dönüşü sessiz sedasız takımdan ayrılmışlar. Sezon başı taraflar arasında yapılan akit gereği bu sonuç doğmuş. Bülent hoca, çalıştığı otokar fabrikasının futbol takımının direktörlüğünü yapıyor. Koç bünyesinde futbol müsabakalarının yakın bir tarihte başlayacak olmasından ötürü yollar ayrılmış. Gündeme gelip kulübün zarar görmemesi adına basına servis edilmemiş. Bülent hoca verdiği sözü tutmuş, gönülden 11 hafta Sapanca’ya hizmet etmişti. Kendisiyle yaptığım görüşmede yaşanılan tüm olumsuzluklara karşın kulüp başkanına ve futbolculara teşekkür etmeyi ihmal etmiyordu. Bizde kendisine verdiği hizmetlerden ötürü teşekkür ediyoruz.

Sapancaspor sahada olmasına rağmen çocukların kafaları oyun dışındaydı. İlk yarı neredeyse karşı kaleye gitmedik. Rakip ceza sahamıza elini kolunu sallaya sallaya geldi. Beceriksizlerdi. Bizi bu şekilde beklemiyor da, olabilirlerdi. Neyle karşılaşacaklarını düşünürlerken, gördükleri karşısında yağları tutam tutam erimiştir. İki, üç tane net gol pozisyonuna girdiler. Atamadılar. Devre bitmek üzereyken kalemizde golü gördük. İkinci yarıya hızlı başladılar. Ardı ardına pozisyona girdiler. Çok geçmedi, ikinci golü kalemizde gördük. İlk etkili atağımız duran toptan geldi. Top direkte patladı. Biraz kıpırdadık. Kıpırdarken arkada geniş boşluklar bıraktık. Üçe bir yakalasalar da topu filelerle buluşturamadılar. Oktay enfes bir gole imza attı. Acaba maç döner mi diye düşünmeye başladım. Kenarda oyuna müdahale edebilecek güçlü bir aranjman yoktu. Seyirci rakibindi. Hakemi etki altına almayı, bizim oyuncularımızın dengesini bozmayı başarmışlardı. Golü bulmamıza rağmen, maçı çevirebilecek dinamizmi bir türlü yakalayamıyorduk. Yapılan oyuncu değişiklikleri tercih hatalarıyla doluydu. Bir şekilde kontrol yakalansa maçın rengi değişecekti. Rakipte hata üstüne hata yapıyordu. Golü bulacak pozisyonlar üretemedik. Maç bitmek üzereyken, rakip takım seyircisinin futbol sportmenliğine aykırı söylemiş olduğu sözlere Oktay sahadan karşılık verince sahada bir kişi eksildik. Hakem tereddütsüz kartına gitti. Mağlup olduk. Düdükle birlikte tatsız görüntüler sahne aldı. Bizim çocukların hiçbir terbiyesizlikleri olmadı. Zaferspor ve temsilcileri Zafer ismini kirletmek için her türlü çaba içerisine girdiler. Oyun ve psikoloji üstünlüğü sende, üstüne üslük galipte gelmişsin. Daha ne istiyorsun, arkadaş.

Adapazarıspor, mağlup olsa da gelecek haftalara dair içimizde bir umut belirmedi. Çocuklar ellerinden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Yeterli mi tabii ki değil. Ekonomik girdap. Tesislerde kalan dört oyuncu beslenme problemiyle karşı karşıya. İdmanlarda kullanılan toplam top sayısı beş. Çift kaleler tek kaleciyle oynanıyor. Aynı idmanda 22’ yi yakalamak büyük zenginlik. Tribünler ışığı göremeyince iç sahada takımı karanlığa emanet ettiler. Deplasmana gitmek, çile. Devre arasına kadar takımın dağılmaması, sahaya çıkıyor olması oyuncuların fedakarlığı, ahde vefası. Gerçi sezon başından bugüne öyle gelindi. 

Gelecek haftalarda Sapancaspor adına yazılabilecek çok bir şey kalmıyor. Sapancaspor, hemen, acilen, ivedilikle olağanüstü kongreye gitmelidir! Ülke seçim gündemine girdi mi, tüm siyasiler koltuğunu  koruma yada koltuğun yeni sahibi olma derdine düşer. O zamanda kimsenin Sapancaspor’la ne ilgilenecek mecali ne de enerjisi kalmaz.
Bugünleri değerlendirmek gerekir. Sessiz kötü gidiş kimseleri koltuğunda tedirgin ettirmez. Feryad-ü figan aşağıya yöneliş halkta bir tepkiye sebebiyet verir. Halktan gelecek olası tepki dinamikleri ister istemez harekete geçirir. Bugün itibariyle Sapancaspor’un Bal Ligi’nde bir ayağı çukurda. Ayağı çamurdan kurtarmak için çaba sarfedilmezse, ve yahutta kendi haline bırakılırsa diğer ayakta çamura saplanır. Teslimiyet kaçınılmaz olur.  Vakit varken en azından bir şeyler doğru yapılsın! Doğantepe müsabakasında başarılar diliyorum. Sağlıcakla kalın. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Sadettin Tantan"

“Stad yerinde ağırdır” (Butik Stadyum)

Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nü Sapancalılar kurdu!