Sapanca Futbolunda Güldibi Rüzgarı

Sapanca Geleneksel Olgunlar Turnuvası sona erdi. 44 takımın yer aldığı 660 kişinin ter döktüğü turnuva 45 gün süreyle ilçemizde sporun gündemini belirledi. Halkımızın rağbet ettiği, beğeniyle izlediği, keyifli dakikalar geçirdiği bu güzel atmosfere ilçemizdeki mahallelerin tümü kurdukları iddialı takımlarla iştirak ettiler. Uzunkum’dan Yanığa bir futbol şöleni sahnelendi her gece Göl Mahallesi’nde. Sıcak yaz günü gecelerinde çam ağaçlarından süzülen tatlı bir esintinin serinliğinde oynandı tüm müsabakalar.

Rekabet, çekişme ve kazanma hırsı olunca kaçınılmazdı sahadaki itiş ve kakışmalar. Futbolun doğasında var elbet haddi bilindiği ölçüde. Zaman zaman sahanın içerisinde istenmeyen tatsızlıklar yaşansa da her şey orada kaldı. Hakemlere yapılan gereksiz itiraz ve ithamlar tadı kaçırdı çoğu zaman. Yetkililer turnuvanın ciddiyetine yakışır şekilde federasyondan faal hakem getirmeyi başarırlarken, her şeyi çok bilme hastalığımızdan kaynaklanan hakem hocalığı rolüne bürünme alışkanlığımızdan kurtulmayı başaramıyorduk bir türlü. Turnuvayı düzenleyen ve tertip eden Sapanca Belediyesinin yetkililerini eksikliklerden dolayı eleştirmeyeceğim. Çünkü yaklaşık 17 yıl aradan sonra unutulmaya yüz tutmuş bir kültürün geri gelmesini sağladılar ve bizlere kazandırdılar. Toplumun klasik hastalıklarından biri de dışardan akıl vermektir. Sormazlar mı adama 17 yıl boyunca bu turnuvalar düzenlenmez iken siz neredeydiniz diye? Sorun üreten değil çözüm için eylem yarışında olanları takdir etmeyi ilke edindik yaşadığımız tecrübelerden sonra. Kahve muhabbetleriyle, dedikodu ve komplo teorileriyle oturdukları yerden devlet politikalarına yön verenlerin bu ülkeye dertten başka bir şey katmadıklarını teneffüs ettik yıllar boyunca.  Mesnetsiz eleştiriler yerine bir tuğla da biz nasıl koyabiliriz hesabında olanlarla yürümekte fayda olduğunu savunanlardanım. Turnuvamızı çok daha geniş çaplı bir organizasyona dönüştürebiliriz.  23 Temmuz 2015 yılında kaleme aldığım Sapanca Olgunlar Cup başlıklı köşe yazımda püf noktalarına tek tek değinmiştim. Blog sayfamdan ulaşabilir ve tekrardan okuyabilirsiniz. Eminim ki içerisinden çekip alınabilecek nokta atışlı formüller var.

Dönelim tekrar turnuvaya. Organizasyonun renkli kısmını analiz edelim. İki kategoride oynanan müsabakalarda Güldibi Mahallemiz finallerin markası oldu. Her iki kategoride final oynama başarısı gösteren 4 takımın 3 tanesi Güldibi ismini taşıdı. İlçemizin nüfusu 40 bin. Şirin mahallemiz Güldibi 3 bin nüfusa ev sahipliği yapıyor. Mahallemizi oluşturan demografik yapının futbola karşı özel bir sempatisi ve ilgisi var. Çocukluk dönemimdeki turnuvaları hatırlıyorum. Güldibi takımları hep var olur ve finallere ismini yazdırırdı. Geleneğin büyükten küçüğe aynı şekliyle devam ettiriliyor olması ne kadar da güzel.  Olgunlar kategoride penaltı atışları sonunda ikincilik elde edilirken, gençler kategorisinin finalisti olan iki takım da zaten Güldibinindi. Final maçında seremoni esnasında sahada açılan pankart tribünlerden büyük bir alkış aldı. Pankartta şu cümle yazılıydı. 2 takım tek şampiyon Güldibi. Fair play ve centilmenlik ruhu tek cümlede ancak bu şekilde güzelce özetlenebilirdi.

Mahalle sakinlerinin spora olan aşırı ilgileri yetişmekte olan yeni nesillere vurgulu bir şekilde rol model oluyor. Hal böyle olunca tribünler dolup taşıyor. Toki’den İstanbuldereye kadar olan kısımda çocukların futbol oynayabilecekleri yeşil alanlar kalmamış olsa da Güldibi futbol sevdasından vazgeçmiyor. Elde edilen bu başarılar gösteriyor ki, Güldibi fonksiyonel bir spor kompleksini hak ediyor. Mahallemizin son yıllarda aldığı dış göçleri düşünür, kozmopolit yapısını göz önünde bulundurursak, bölgedeki çocuklarımızın kötü alışkanlıklara tevessül etmesinin de bu şekilde önüne geçilmiş olur. Spora meyilli olan mahallemizin tüm bireyleri iç içe oldukları sporsal aktivitelerden de kopmamış olurlar. Güldibi Mahallemizin efsane muhtarı Hüseyin Serdar’ı turnuva boyunca mahallesini temsil eden takımlara verdiği maddi ve manevi desteklerden, hemen hemen her maç tribündeki yerini alıp oyuncularına sağladığı özgüvenden ötürü tebrik ediyorum. Spor evrensel kültürün bir parçasıdır.

Gönül isterdi ki turnuva kapanışında düzenlenen kupa töreninde ilçemizi temsil eden tüm siyasi partilerimizin temsilcileri orada olsun. Bütünlük baştan aşağıya sağlansın. Gelecek yıla diyelim. Turnuva organizasyonun yapımında ve yönetiminde emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum. Çocukluğumuzda Sapanca’da turnuvalar bittiğinde Sonbaharın geldiğini fark ederdik. Üzerinden çift haneli yıllar geçmesine rağmen, çocukluğumuzdaki duyguları tekrar tadabilmek.  Evet eskisi gibi, Turnuvalar bitti, yine sonbahar geldi… Sağlıcakla kalın. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Sadettin Tantan"

“Stad yerinde ağırdır” (Butik Stadyum)

Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nü Sapancalılar kurdu!