Dünden Bugüne Sapanca Turnuvaları

Sapanca’da turnuva kültürü çok eski tarihlere dayanır. Büyüklerimiz zaman zaman bizim dünyada olmadığımız tarihlerdeki Sapanca’da düzenlenen turnuvaları anlatırlar. Biz de pür dikkat onları dinler ve duyduklarımızdan olağanüstü keyif alırız. Çekişmeli geçen maçları, maç öncelerindeki hummalı hazırlıkları, hafta boyunca yapılan kritikleri, yokluk içindeki mutlulukları, iddialaşmalara varan taraftarlıkları, maç sonlarında kardeşçe yenilen karpuzları ve bunun gibi onlarca yaşadıkları güzel anıları yad ederler. Bizler 90’lı yıllardaki turnuvalara erişebildik.

Turnuvalar, Sapancaspor maçlarının dışında Sapanca’da halkın kaynaşabildiği en güzel sosyal ortamlardan bir tanesiydi. Futbol ilçede öylesine bir hal almıştı ki, her mahallenin kendine özgü kurduğu takımlarla adeta Amerika’daki eyaletler gibi birbirinden ayrılmıştı. Her takımın renkleri ve amblemleri birbirinden farklıydı. Uzunkum’dan Yanığa her mahallenin yeşil çimde kendini temsil eden bir takıma sahip olduğunu söyleyebilirim. Takımlar idmanlarını mahallelerindeki idman sahalarında yaparlardı. Taktiksel idmanları rakip mahallenin ajanlarından saklamaya özellikle gayret ederlerdi. Okulların kapanmasıyla birlikte gurbetçiler de Sapanca’ya ayak basarlardı. Her takımın mutlak bir gurbetçi oyuncusu olurdu. Ya da İstanbullu. İstanbullu oyuncular sahaya çıkana kadar gizemlerini korurlardı. Rakip mahalleler birbirleri aralarındaki İstanbullu oyuncuları merak ederlerdi. Maçlar ikindi namazından sonra başlardı. Genelde hafta sonu oynanırdı. İkindi namazının sonrasında başlayacak maçlar için takımların idarecileri ve taraftarları öğle namazının ardından turnuva alanındaki yerlerini almaya başlarlardı. Seyyar satıcıların yerleri hazırdı. Sıcacık bol soğanlı ev lahmacuncuları, el arabasının ağzına kadar doldurulmuş çeşme suyuna buzluktan çıkarılan buzlarla birlikte kola ve fantalar atılır buz gibi içecek diye bağıran meşrubatçılar, evde poşetlerin içine itinayla doldurup oturan seyircilerin aralarında gezen çıt çıt çekirdekçiler, mis gibi kokan köfte ekmek arabaları, seyircilerin kafalarına güneş geçmesin diye gazete kağıtlarından yapılan şapkaları ve yerlere serilecek kesik kesik gazete kağıtlarını satanlar maçların başlamasına dakikalar kala alandaki yerlerini alırlardı. O dönemlerde simitçiler bu kadar revaçta değildi. Simitler maç saatine kadar soğur, katılaşan simitler kimsenin ilgisini çekmezdi.

Hacımercandan inen bordo mavili renkler, Kestanelikten davulla zurnayla gelen rengarenk Kamerun, efsane Gazipaşa, Yeni Mahalleden süzülen Boisa, çarşıdan gümbür gümbür gelen Sapanca Gençlik, Şafakevlerin şaşalı takımı Şafakspor, Zeki ve Metin abinin organize ettiği Yüzevlerspor, flamalı bayraklarla finale kadar gelen Uzunkumspor, İstasyon gençliğinin İstasyonsporu, Alaçamın, Mahmudiye’nin, Kırkpınarın, Kurtköyün,  ve daha nicelerinin kurduğu takımlar ilçeye festival havası yaşatırdı. Genç oyuncular sivrilir, yeni yetenekler keşfedilirdi. Turnuvalar bittiğinde okullar başlar, gelecek yılın yaz tatiline kadar turnuva maçlarındaki enstantaneler konuşulup dururdu. Turnuvalar Emek evlerde başlar, ardına Alaçam takılır, Mahmudiye araya girer (Mila Su fabrikasının olduğu yer), Akçay destekler, Gazipaşa Arslanlar zirveyi tetikler, Şafakevler toprak sahada sükseli bir şekilde final yapılırdı.

2000’li yıllarda maalesef birçok spor branşı gibi turnuva kültürümüz de mevcut yerel yönetimin ilgisizliğinden kaybedilme noktasına geldi. Halı sahaların yaygınlaşması, betonlaşmak için kıyasıya yapılan yarış, yeşil alanların kapitalizme yenik düşmesi, yerel idarenin süreci idare edebilecek tecrübe ve eğitime sahip olamayışı, teknolojinin hızla yaygınlaşması, çocukların sokaklardan 10 metrekarelik kapalı odalara sıkıştırılmaları, ellerine verilen tablet ve telefonlarla boş boş zaman geçirmelerine engel olunamayışı, bilgisayarlar arasında oynanan sanal oyunlar, pleysteyşına taşınan maçlar, turnuva kültürüne darbe vuran etkenler olarak da gösterilebilir. Turnuvalar öncesinde mahallelerde yaptığımız hazırlık maçlarında taşlardan yaptığımız kaleleri nasıl unuturum. İki taşı koyar bir kaleyi kurardık. 4 taşla mahalle maçı için saha hazır olurdu. Eskileri yad etmek bizim için de güzel oldu. Eskiyi anımsamak isteyenler için güzel bir yazı olduğunu düşünüyorum. Yaklaşık 3 yıldır Göl Mahallesi Spor Kompleksi’nde turnuva kültürümüz canlandırılmaya çalışılıyor. Biz de elimizden gelen desteği vermeye gayret ediyoruz.

Bugünlerde Adapazarı’nda bana sık sık Sapancadaki turnuva ne zaman başlayacak diye soruyorlar. Anladığım kadarıyla fiyakalı takımlar hazırlanıyor. Sanırım Ramazan sonrasında turnuva ile ilgili açıklamalar yapılır. Ramazan ayının ilçemize huzur ve bereket getirmesi dileğiyle, Hayırlı Ramazanlar diliyorum. Sağlıcakla kalın. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Sadettin Tantan"

“Stad yerinde ağırdır” (Butik Stadyum)

Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nü Sapancalılar kurdu!