Sapanca da Kent Estetiği ve Konseyi
Köşemi, 62 hafta önce Sapanca Gazetesi yayın hayatına Bismillahirrahmanirrahim dediğinde çalışma arkadaşlarımızla birlikte Sapancamıza yakışır güçlü bir isimle “Algı Yönetimi ” nitelendirdik. Temelimizde yatan 20 yıllık bilgi, birikim, tecrübe, sorunlara vakıf olma ve çözüm önerileri sunabilme güvencesinin getirmiş olduğu özgüvenle, tabiî ki. Sizlerin Sapanca Gazetesine duyduğunuz inanç ve güvenle köşemize olan ilgi her geçen hafta artarak kitlesel manada okunma, tartışılma, bilgi alışverişi, yöntem belirlenmesi, takibiyet vb. gibi çok önemli hususlarda zirveleri aşındırdı.
Algı yönetimini; toplulukları yönlendirme, şartlandırma, hedefe yöneltme, organize etme, süreci yönetme,kitleleri harekete geçirebilme, rol belirleyebilme, pozitif manada her koşulda Sapanca’nın çıkarlarına sahip çıkabilme, imaj yenileme, dinamikleri çalıştırabilme, olayları değişik yorum açılarıyla absorbe edebilme, realiteyle magazinsel bakışı harmanlayabilme, paranın gücüne karşı alternatif bir saha açabilme,etki oluşturabilme, subliminal mesajlar verebilme, gerektiğinde tavır aldırabilme, hisleri, güdüleri,tutkuları sıcak tutabilme, benimsetebilme, gündemi beliryebilme, temeli doğrunun ve hakkın üzerine oturtabilme, yazılı ve görsel olarak halkın dikkatini çekebilme sanatının icra edilebilmesi olarak ifade edebiliriz. Bu köşeden verilen mesajlar manzumesinin tek hedefi tamamiyle Sapanca’nın çıkar ve menfaatlerinin savunulmasına yöneliktir. Geldiğimiz noktada sizlerin vermiş olduğu destekle köşemiz Ulusal düzeyde faaliyet gösteren gazete köşe yazarlarının okunma oranlarıyla yarışacak düzeye gelmiştir. Sapanca Gazetesi’nin okurlarına teşekkürü bir borç biliyorum.
Yaklaşık 3 haftadır gündemin soğuması, adrenalinin tabana oturması, sağlıklı düşünebilme yetisinin kaybedilmemesi maksadıyla Sapancasporu ele almadım. Bu hafta köşemde spor gündemini yıllık izne çıkarttım.
Sapancalı olmaktan ve Sapanca da yaşamaktan onur duyan biri olarak farklı bir konuyu gündeme taşımak istedim. Sapanca da Kent Estetiği. İlk gündemime alacağım konu Kentsel Dönüşüm süreci ve "TOKi". Şehirlerin mimari yapıları o şehrin kimliğini yansıtır. Bugün Balkanlara gittiğinizde bugün Orta Doğuya gittiğinizde Osmanlının kokusunu, bakış açısını,izlenimlerini çok rahat bir şekilde hissedebiliyor ve görebiliyorsunuz. Yabancı olduğunuz topraklarda aidiyet duygusunu yüklü bir şekilde yaşayabiliyorsunuz. Bunun yegane sebebi ise oradaki yapılan mimari çalışmalardan öteye gelmektedir.Toki’nin Sapanca da başlatmış olduğu kentsel dönüşüm projesi Sapanca’nın kimliğine düzenli yapılaşma haricinde hiçbir değer katmamaktadır. Beton yapılar,soğuk ve kasvetli bir şehir havası, korkuluk gibi yüksek metrajlar,insanları bir araya tıkayan anlayış, sosyal yaşama hiçbir faydası olmayan yapısal sistem. Sapanca, Türkiye’nin en özel ilçelerinden bir tanesi. Bunun farkına hala neden varmak istemiyoruz ? Bugün Sapanca’nın gerçek kimliğini Kırkpınar Bağdat Caddesi sunmaktadır. Yeşili, düzeni, genişliği, ferahlığı, doğayla iç içe yapılaşması ve mimari kültürüyle. İlçemizde bulunan her mahalleye örnek teşkil etmelidir.
Sapanca’nın belirli kritik noktalarında kent estetiğine ivedilikle rötuş yapmalıyız. Sapanca’nın dışarıya açılan 3 bölgesi var.
Öncelikli olarak Tem çıkışı ve Sapanca Merkezine kadar olan güzergah. Bu bölgeyi Sapancamıza yakışır bir şekilde panoramik tablolarla donatmalı, peyzaj ve ışık görselleri uygulamasıyla ilçemize giriş yapanların düşüncelerinde büyülü ve akustik bir yere girdiklerinin izlenimini vermeliyiz.
2’nci önemli bölge Çarşı merkezi. Üniversitenin hayata geçmesiyle zaman içerisinde yapısal değişiklikler olacağına inansam da, bugüne baktığımızda Çarşı merkezde ticaret tükenme noktasına gelmiş durumda. Gelişemiyor , kabuğunu kıramıyor. Bu bağlamda ticaret merkezi olan bölgeyi ticari anlamda hareketlendirecek çalışmalar yapmamız gerekir. Sapanca’nın merkezinde bulunan ( Hastane, Eski Belediye, HEM) boş beton binaların spor tesisi, gençlik merkezi ve sosyal destek merkezi olarak hizmet vermesini konum olarak doğru bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Üstelik Sapanca’nın bir meydana her zamanki’nden daha fazla ihtiyaç duyduğu bir dönemde.
3’ncü önemli bölge olarak Göl kıyısıyla olan bağlantımızı sağlayan köprüler ve Plaj. Özkuma inen köprünün durumu ve çevresi, Demokrasi Parkı olarak adlandırılan alanın son durumu acilen gözden geçirilmelidir. Plajın görseli içler acısı. Yaz dönemi geldi. Belediye Düğün Salonu binlerce misafiri ağırlıyor. Şehir dışından gelen tüm misafirler Plajın kötü görünümüne şahit oluyor. Acil bir şekilde önlem alınmalı. Ayrıca beton duvar süslemeleriyle oluşan betonlaşma Sapanca için duyduğum tasarım ve estetik kaygılarıma sürekli bir yenisini ekliyor. Bahsettiğim bu noktalara yapılacak dokunuşlar biranda Sapanca’nın “kentsel algısını” değiştirecektir.
Müthiş bir doğaya, herkesin gıpta ile baktığı bir kasabaya,her daim ön planda olmasını bilen bir isme, aynı anda 4 mevsimi yaşayabilen coğrafyaya,gözle kaş arasında metropollere gidilebilinen bir ulaşıma,dünyanın en kaliteli içme suyuna,mevsimsel sıcaklığın insan normları için en ideal sayılabilen aritmetik ortalamasına,ne ekersen ek filizlenen yeşeren bir toprak yapısına,bedensel zihin özgürlüğünün yaşanabileceği sessiz orman iklimine, stresi dağıtabilecek suyun dalga sesine, insanlığın huzuru için sağlanabilecek her şeye Sapanca da sahibiz. Rabbim bizi ölesine özel yaratmış ki, yeryüzünün ayrıcalıklı bir kara parçasında, köşesinde yaşıyoruz. Kıymetini bilelim. Sapanca Kent Konseyi’nin kurulduğu günden bu yana pasif kaldığını biran evvel Sapanca’nın sosyo – ekonomik ( Sanat – spor –turizm – kent mimarisi vs. ) gelişiminde etkin rol alması gerektiğini sesli bir şekilde düşünüyorum.
Sağlıcakla kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder