Gümbür Gümbür …


Hafta sonu futbol oynamaya ve izlemeye çok müsait bir hava vardı Sapanca Atatürk Stadyumunda. Rakibin önemli bir ilçe oluşuyla birlikte iki takım arasında oynanan müsabakaların derbi hüviyetine bürünmüş olması tribünlerin maça ciddi anlamda ilgi göstermesine katkı sağladı. Gerçi bundan sonra ki haftalarda tribünlerde bulunan izleyici sayısında ciddi artışlar olacağını tahmin etmek çok güç değil.
Sapancaspor maça, Demirspor müsabakasının ikinci yarısında ki  11’ine yakın kadrosuyla başladı. Geçen hafta oyuna sonradan dahil olan Yunus ve Murat sahada iyi performans ortaya koymuşlardı. Murat her geçen hafta performansını arttırıyor. İsmail Hoca;  Demirspor karşısında defans hattında yaşanılan problemlere çözüm olarak o bölgede bu hafta Kadir yerine Ahmet’i tercih edip, İzzet – Ahmet ikilisiyle maça başladı. Ahmet, anatomik manada hızlı, çabuk ve hava hakimiyeti iyi ancak topu oyuna sokma konusunda kendisini geliştirmeli. Mevcut bünyede başarılı performans gösterdiği sürece sahaya çıkacak  tandemin ikilisinden biri olmaya aday bir oyuncu. . İsmail hocanın; defansın arkasına düşen serseri topların toplanması, rakibin hızlı ve fuleli forvetlerine karşı önlem alınması, havada ki topun yere düşmeden rakipten önce müdahalede bulunulması noktasında blok tandemini bu şekilde dizayn etmesi çok normal bir yaklaşımdır. Geçen hafta bunu dile getirmiştik. İsmail hoca’nın sahaya çıkarttığı 11 isabetliydi. Yunus’u görev aldığı süre boyunca çok beğendim.

Sapancaspor maça hızlı başladı. Adeta ilk 10 dakikada rakibi afallattı. Rakibe önde basılması, topa ilk müdahalelerin yapılması, ikiye birler, topun yönünün hızlı değiştirilmesi, atak başlangıçlarının planlı şekilde yürütülmesi, kanatların oyuna sürekli müdahil olmaları, bir bütün halinde topla ilerleyiş sağlanması, dönen topların bizde buluşması, seyirci desteği ile birlikte rakip sahada kurulan amansız baskı 4’ncü dakikada golü getirdi. Sefaya haftalardır buradan sesleniyordum. Anlaşılan sesimize kulak vermiş olacak ki topla buluştuğu yer rakibin ceza sahasına yakın bölgeydi üstelik maçın ilk dakikalarında. İsabetli ve güzel vurdu, gol oldu. Bek oyuncularımızın  maç boyunca kontrollü olarak bu çıkışları yapması takımın gücüne güç katar. Golden sonra biraz daha baskıyı sürdürsekte golün getirmiş olduğu rehavet takıma yansıdı ve golü koruma içgüdüsüne büründük. Ön liberolarımızın defansımıza yanaşması sonucunda 40’ncı dakikaya kadar maçı rakibe teslim ettik. Bu sürede rakibe sadece bir pozisyon verdik. Galiba, rakip maç boyunca ancak 1 pozisyon yakalayabildi. İkinci golün gelişinde ileri uçta yapılan presin hakkını vermek gerekir. Pres rakip defansı bunaltınca stoper bariz hatayı yaptı ve Kenan şık bir vuruşla ikinci golü hanemize yazdı. Sonradan oyuna dahil olan oyuncularımız maçın hızına hız kattılar. Enes ve Berk iyi performans gösterdiler. Enes’in attığı golde mükemmel bir şutun ikramıydı.

Sapanca’nın suyundanmıdır bilinmez bir türlü sevinmeyi ve başarıyı sağlamlaştırmayı beceremiyoruz. Gümbür gümbür giderken yedek soyunan oyuncularımızın maç sonunda ki selzenişleri Bal Ligi öncesinde en önemli problem olarak karşımıza çıkmış durumda. Polat’ın sırf bu sebebten ötürü takımdan ayrılması hiç hoş olmadı. Sonuçta ileri ucumuzun ve bu Lig’in en iyi uç oyuncularından bir tanesiydi. Merdivenleri teker teker çıkmaya başlamışken binbir zahmetle sepete koyduklarımızı neden tek tek dökelim. Sevinmeyi ve birlik olmayı becerebilelim. İlçe olarak en büyük hastalıklarımızdan bir taneside malesef bu değilmi. Burada aslolan Sapancaspor’un başarısıdır. Sapancaspor’un Bal Ligine yükselmesidir. Ahmet’in Mehmet’in oynaması değildir. Formayı giyenin formanın hakkını sahada terinin son damlasına kadar vermesidir. Bir hafta forma verilir diğer hafta verilmeyebilir. Profesyonel düşünmek gerekir. İnanmış bir takımın içinde ki güzel havayı ancak dışarıya yedek kulübesi yansıtabilir. Sonradan oyuna giren oyuncular ligin ikinci yarısı ile birlikte takıma müthiş katkılar veriyorlar.  Tüm oyuncularımıza sesleniyorum, biran önce bu handikaptan ve tehlikeli hastalıktan kurtulalım. Biz burada gördüklerimizi net bir dille söylüyoruz. Bu konuda içiniz ferah olsun.

Gelelim ikinci handikapımıza. Tribünümüz saha içerisinde ki rakip oyuncuların kışkırtma tuzaklarına mutlak suretle düşmemelidir. Tepkimizi fiili eyleme dökmeden en sert şekilde sesli ve gürültü bir şekilde mutlaka gösterelim. Bu bizim gücümüzün patlayışıdır. Ancak sahaya girme ve saha içerisine yabancı madde atma teşebbüsünde kesinlikle bulunmayalım. Seyirci gücümüzü kendi lehimize en üst seviyede kullanabilecek stratejiler geliştirelim. Play Off maçları deplasmanlı oynanacak. Bu takımın kati suretle hiçbir şekilde saha kapatma gibi vs. cezalar almaması gerekir. Koskoca 1 yılı, birkaç ahlaktan nasibini almamış rakip oyuncuların kışkırtmaları yüzünden çöpe atamayız. Sapanca tribünleri kendini ispatlamış ve takımına ciddi destek verebilen bu ülkede ki ender seyirci gruplarından bir tanesidir. Taraftar grubumuza da bu şanlı yürüyüşte çok önemli görevler düşmektedir. Bu konuda çok ama çok dikkatli olmalıyız.

Sahada aldığımızı binbir gerekçelerle masada vermeyelim.
Güneş kendini göstermişken kara bulutları gerek takım içinde gerekse de saha dışında bertaraf edelim. Net skor elde edilmiş haklı Hendek galibiyetinden ötürü tüm camiayı tebrik ediyorum. Sağlıcakla kalın.  

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Sadettin Tantan"

“Stad yerinde ağırdır” (Butik Stadyum)

Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nü Sapancalılar kurdu!