İtalyan Kampı Sporcu Atölyesi – 2

Geçen haftadan bugüne İtalyan kampı yazı dizisine gelen tepkileri, önerileri, şimdiye kadar insanların sunmak isteyip te sunamadıkları fikirleri duyunca, aslında Sapanca için kalpleri gümbür gümbür atan, nitelikli bir gençlik nasıl yetiştirebiliriz derdinde olan, sosyal yaşama bizim katkımız ne olur diye soran onlarca Sapancalıyı görünce, doğrusu geleceğin Sapanca’sı için umutlarım yeşerdi. Sapanca sahipsiz değildir, yeri geldiğinde her şeye rağmen küllerinden doğmayı başarabilecek güce, kuvvete, kudrete sahiptir. Benim memleketim bir başkadır, bir başka.

 talyan firma Tem Otoyolu’nu bitirene dek, çalışanlarının barınma ve yaşamsal ihtiyaçlarını çamlık bölgesinde kurduğu yerleşkede karşıladı. Dönem itibari ile firmanın Sapanca’mıza oldukça büyük katkıları oldu. Tem Otoyolu’nun yapımı tamamlandıktan sonra yüklenici firma çalışan ve ekipmanlarını alarak, inşa ettikleri yaşam alanını düzenli ve eksiksiz bir şekilde Sapanca Belediyesi’ne bıraktı ve ilçemizden ayrıldılar. Sapanca Belediyesi teslim aldığı yaşam alanına İtalyan Kampı ismini verdi ve Sapancaspor’a tahsis etti. Sapanca, ilçe olarak sosyal branşlara sunulan imkanlar açısından 2000’li yılların başına kadar bırakın Sakarya’yı, Türkiye’nin sayılı ilçelerinden bir tanesiydi. Sevgili dostlar, 90’lı yıllarda 44 dönüm arazi içerisinde sporcuların ihtiyaçlarını karşılayabilecek her türlü imkana sahip, 365 gün kamp yapılabilecek yeterliliğe haiz, şehir yaşamından uzak, idman esnasında sporcuların ciğerlerine tertemiz oksijeni götürebilen, doğa içerisinde maçlara hazırlanabilme atmosferini yaşatan,  3 büyükler olarak adlandırdığımız kulüpler dahil Türkiye’de kaç kulübün altyapısı vardı? Şöylesine bir eskilere götüreyim sizleri. Büyüklerimiz ve bizim kuşak o günlerin efsane Sapancaspor’unu çok iyi hatırlarlar. Teknik Direktör Kemal amca (Çömlekçi) , kalede Fahri abi, defansın sağında Hüseyin (Bayrak),  solunda Engin abi (Tanta) , defansın bel kemiği Hakan abi (Köksöken), Musa abi (Koçal), Akgün abi (Yavaş) , ortada tabakhaneli Kadir, Adliyeli Ahmet, Fenerbahçeli Cihan, Burhan abi (Kral), Karaçamlı Yüksel, ileride bıcır Mustafa, Recep abi (Yavaş), Ahmet abi (Uçar) şimdilik hatırlayabildiklerimiz, unuttuklarımız varsa affola. Sapancaspor her sene şampiyonluğun favori takımlarından bir tanesidir. Kestanelik Stadı her maç dolar taşar, tribünde yer kalmayınca dışarıda kalanlar beleştepeye yönelirdi. Şampiyonluk şarkıları söylenir, ilçe festival havasına bürünür futbolla özdeşleşirdi. Futbol takımı böylesine şaşalı bir serüven sürerken Sapanca diğer spor branşlarında da çok aktifti. Basketbol, Voleybol, Yüzme, Masa Tenisi takımlarımız vardı. 1996 sezonunda Sapancaspor profesyonel liglerde mücadele vermeye, biz de o dönemlerde Sapancaspor’un  altyapısında yıldız takım, genç takım ve amatör takımın formasını giymeye başladık. Yıldız takımda oynayan bir oyuncu, genç ve amatör takım dahil yılda en az 50 – 60 maç oynama şansı yakalardı. Nerde ise yılın tamamında haftada 1 maça tekabül eder, maçsız geçen bir haftamız olmazdı. Dönemin Belediye Başkanı Sayın Osman Nuri Erdoğan İtalyan Kampının tüm imkanlarını Sapanca Gençliğine seferber etmişti. Yıldız takımın idmanı için çocuk yaşta olan bizler Terminalde toplanır, Sapanca Belediyesi’nin tahsis ettiği otobüslerle İtalyan Kampına çıkardık. Zaman kavramını hiçe sayarak bizlerle o havayı yaşayan, bizimle sevinen bizimle üzülen, tek kuruş gözetmeden yüzlerce genci gece gündüz demeden, mesai mefhumu gözetmeden, sağlıklı bir şekilde idmanlara ve maçlara getirip götüren ismi ilk etapta aklıma gelebilen kahraman şoförlerimiz  Şadi Amcayı, Şaban amcayı, İsmail amcayı nasıl unutabiliriz ki?  Sezon açıldığında çeşit çeşit formalar, kramponlar, idman eşofmanları, maç eşofmanları, şort, penye, suluk, top, idman ekipmanları, inanılmaz bir bolluk. 90’lı yıllardasınız ve önemli maçlar öncesi altyapı takımı olarak kampa girebiliyorsunuz.

Bahsettiklerim Hayal Değil!  Bunların hepsini biz yaşadık ve tattık. Daha 15’li yaşlarda ve hiçbir kulüpte olmayan, hiçbir ailenin çocuğuna sunamayacağı imkanları sunuyordu Sapanca Belediyesi bütün Sapanca Gençliğine. Bugün bizlerin bu denli sosyal ve birikim sahibi olabilmesinin, o dönemlerde bize sunulan imkanlardan geçtiğini özellikle vurgulamak istiyorum. Çocuğun karakterini oturtabilme, kişiliğini kazanabilme, özgüven ve sahiplenme içgüdüsüne ulaşabilme, içe kapanıklıktan kurtulabilme ve sosyalleşebilme, çevresi ile diyalog kurabilme, kendini ifade edebilme yetisine başladığı yaşlardır 14’lü 15’li yaşlar. Sporun manevi anlamda toplum yaşamına bu kadar etkisi varken, maddi anlamda ciddi bir endüstri olduğunu artık görebilmeliyiz. Unutulmamalıdır ki; Sapanca’nın başından sonuna 140 km² si sporcu hammaddesine sahiptir ve futbolcunun membaıdır. Yıllardır nadasa bırakılmış verimli toprağı, profesyonel manada ekme ve işleme, ortaya çıkan ürünü pazarlama dönemi gelmiştir İtalyan Kampı Sporcu Atölyesi’nde…

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"Sadettin Tantan"

“Stad yerinde ağırdır” (Butik Stadyum)

Beşiktaş Jimnastik Kulübü’nü Sapancalılar kurdu!