Erhan Tanta

“Yağız at şahlandı mı durak dinlemez” sözü kamçılıyor şimdilerde tüm Sapancaspor’a gönül verenleri. Kongre öncesi derin bir sessizlik, tekrar ilçe gündemine getirmede ki hünerlerimiz, hızlı fikir alışverişleri, hatır gönül ilişkileri, isimlerin belirginleşmesi, mini zirveler, kısmi tereddütler, toplanma süreci, usullerin teyidi, kongre kararı ve coşkulu bir kalabalık önünde takdim edilen yeni yönetim. Sakarya ve Kocaeli basınının manşetlerine taşınacak kadar ses getiren buluşma. Aslında biz bunu hep yapıyoruz. Zaman zaman bir araya gelmesini becerebiliyoruz. Küllerimizden doğmayı tekrar tekrar başarabiliyoruz. Son 3 hafta içerisinde üst üste yazdığım iki köşe yazımın süreçleriyle birlikte tam karşılık bulmuş olması tüm fraksiyonlarıyla birlikte aklın yolunun bir olduğunu işaret ediyor. Sapancaspor çok ciddi bir yönetim kurulu oluşturdu. Kurumsal kimliğe yakışır şekilde adımlar atıldığına şahit olmaktayız. Belediye, üzerinden ciddi manada yükü attı. Emin olun bende yaşanan süreçleri ...

Preslenmiş beton blokların arasından sesimi duyan varmı çığlıklarıyla birden bire zifiri karanlıkta kırıcı sarsıntılarla uyandığımız o gecenin üzerinden tam tamına 20 yıl geçti. Unuttuk mu, elbette hayır. Etkisi halen üzerimizde mi, tabiî ki evet. Bilinçaltımız neredeyse çeyrek asra yaklaşmasına rağmen günün devam eden olağan koşullarında dahi en ufak bir yer titremesinde hemen o kabus gecesini tekrar gözlerimizin önüne ışınlamakta bir an olsun tereddüt etmiyor. Anlatılarak ifade edilmesi çok güç bir zaman dilimiydi. Derler ya anlatılmaz yaşanır. İşte tam öyle bir geceydi.   Tarih 17 Ağustos 1999, Saat 03:02. 7.4! 45 saniye! Kulakları sağır eden bir ses. Yer kabuğunun harekete geçmesi ve sonrası … Kirişlerin (Sütun)   içerisinde ki demirlerin çarpışma seslerinin yürek kopartan uğultusu. Odaları birbirine bağlayan duvarların hane halkı üzerine üzerine yürümesi. Tonlarca ağırlıkta ki binaların yüzükoyun ve sırtüstü yatıp tekrar dirilmesi.   Babamın deprem oluyor! Kalkın!...

Geçen hafta Sapancaspor’un gidişatına yönelik bir yazı kaleme aldım. Yazımın üzerinden çok zaman geçmedi ki, uykuda olan Sapancaspor camiası birden bire alev topu gibi hareketlendi. Bir kıvılcım yeter misali! Hedefe işaret! Olup bitenden bireysel olarak haberimiz olmasa da kıpırdaşmakta olan gelişmeler sıcağı sıcağına tarafımıza ulaştırıldı. Sapancaspor’a gönül verenlerin enfes bir yaz akşamında sahil kenarında bir araya gelip, gelecek sezon için ilçeye yakışır bir yönetim oluşturma gayreti içerisinde oldukları, oluşum toplantısına davet edilen dostlarımız tarafından bize aktarıldı. Güvenilir kaynaklar, bu koşuşturmalar esnasında herhangi bir karışıklığa mahal vermemek adına kara kaplı defterin korunaklı bir yerde muhafaza altında tutulduğunu da ifade etmekten geri kalmadılar. Toplantının hemen akabinde yapılan olağanüstü kongre çağrısı duyumlarımızın sağlamlık derecesini oldukça güçlendirdi. Toplantıda konuşulan konular kamuoyu ile paylaşılmasada sözüne itibar ettiğim bir dostum ta...

Son günlerde Sapancaspor’la alakalı ciddi talepler, görüşler, yorumlar ve fikirler alıyorum. Ne olacak Sapancaspor’un hali diye soranlar bir hayli fazla. Yolda önümüzü kesenler mi, cemiyetlerde oturduğumuz masalarda yapılan fikir alışverişlerimi, telefonla ulaşıp takımı kimse sahiplenmeyecek mi tereddütleri, nereye adım atsak Sapancaspor konusu önümüze konuyor.   Yoğun istek ve öneri karşısında uzun bir süreden beri ara verdiğim Sapancaspor başlığını üzerimize tekerrür eden vazife gereği tekrar baş köşeye yerleştirdim. Kimse merak etmesin! Sapancaspor güçlü bir şekilde sahaya çıkacaktır! Öncelikle Sapancaspor’un bizler üzerinde olan etkisini dile getirmek isterim.   Sapancaspor, ilçemizin en önemli marka değeri, çınarı, tarihi, geleneği, hikayesi, bütünlüğü, sosyalleşme aracı ve aidiyet duygusudur. Sapancaspor ismi Sapanca ilçesiyle özdeşleşmiş yegane bir tutkudur. Çocukların hayalleri, gençlerin arzusu, olgunların yaşam biçimi, yaşlıların almanağıdır. Sapanca’nın ve Sapanc...