Erhan Tanta

Kuşkusuz son yıllarda ilçemize kazandırılan en güzel ve nezih sosyal donatı alanlarından bir tanesi. Sapanca’yı farklı kılan bir proje. Birbirine sıkışmış kent yaşamı içerisinde kilometreler boyunca insanı sosyalleştirebilen,   zamanı faydalı tüketmesine olanak sağlayan, her türlü imkanı çevresel güzellik eşliğinde sunan bir güzergâh. Son günlerde bu bölgeyle alakalı vatandaşlarımızdan yoğun bir şekilde şikayet geliyor. Şöyle bir derledim. Aslına bakacak olursanız kolayca çözüme kavuşturulabilecek konular. Vatandaşımız, Sapanca Merkez’den Uzunkum yürüyüş yoluna yaya olarak ulaşabilme noktasında can güvenliği istiyor. Merkez’den iki şekilde o bölgeye ulaşabiliyorsunuz. Sahil boyu ya da Kapalı Pazaryeri muhitlerini kullanarak. Sahil boyu tek şeritli yol. Araç trafiğine açık. Aynı anda iki aracın karşılıklı geçebilmesi neredeyse imkansız. Yolun düğün salonuna olan kot farkı, sitelerin yola sıfır çektikleri tel örgüler, demiryollarının koruyucu panel çitleri, enerji hatları, daralan...

Sapancaspor’un saha içi kötü performansı saha dışına da yansımaya başladı. Sapancaspor’un şöyle son bir aylık sürecini birlikte süzgeçten geçirelim. Liglerin başlamasına 45 gün kala yönetim görevi devraldı. Süper amatör küme için epeyce yeterli zaman. Sapancaspor’a faydalı olacağı düşünülen oyuncular belli meblağlar karşılığında kadroya katılırken, takıma faydalı olmayacağı düşünülen oyuncularla ilişik kesildi. Kimsenin de   itirazı olmadı. Her ne kadar baştan sona yanlış uygulamalar yapılmış olsa da Sapancaspor’un menfaatleri uğruna görmezden gelindi. Her şey buraya kadar güzel. Ekranlarda boy boy fotoğraflar da paylaşıldı. Yeni oyuncularla arma önünde çekilen pozlar tüm basın kuruluşlarına servis edildi. Demek oluyor ki başarıya gidecek olan yolda yeterli zaman fazlasıyla varmış. Bir nevi açılış maçı olarak görülen Kırkpınarspor müsabakasında hazırlık sürecinin bütününü görme şansımız oldu. Maç sonrasında bir yazı kaleme aldım. Yazımın son cümlesinde “Sapancaspor elde ki oyunc...

Sapanca halkı haftalardır Sapancaspor’un ilk iç saha maçını istek, arzu, heyecan ve sabırsızlıkla bekledi. Medyaya yansıyan haberler, şampiyonluk söylemlerinin ilçede herkes tarafından dillendirilmesi, ilk dış saha maçından farklı galibiyetle dönülmesi iyiden iyiye taraftarda merak uyandırdı. Halk öbek öbek adeta kortej halinde merkezden stada yaya halinde geldi. Caddelerde oluşan kalabalıklar rengarenk görüntülere sahne oldu. Çarşı boşaldı. Stat tıklım tıklım doldu. Yenilenen stadyumumuz taraflı tarafsız herkesin beğenisini kazandı. Bir iç saha maçında yakalanabilecek atmosferin tamamı o gün yakalandı. Gerisi yeşil çimde gösterilecek performansla alakalıydı. Sapancaspor, nedense oyuna çekingen başladı. Oyuncuların atmosferden etkilendiğini düşünmüyorum! Sanki deplasmanda oynuyor havasına büründük. Rakip takım ilk 30 dakikalık bölümde oyuna ağırlığını koydu. Orta saha üstünlüğünü hiç zahmete sokmadan kendilerine teslim ettik. Kalemizde pozisyonlar verdik. Doğrusu ilk yarı boyunca hi...

Adım adım sona yaklaşıyoruz. Büyük felaketin sesi hafiften hafiften işitiliyor. Herkes her şeyin farkında fakat eller kollar bağlı. Refleks geliştirilebilecek ne bir imkan, ne bir güç, ne bir kuvvet, ne bir irade, ne bir cesaret ne de bir kendinden emin haleti ruhiye var. Çünkü bu noktaya her şeyi kendi ellerimizle getirdik. Şuan sus pus çaresizce başımıza gelecekleri beklemekle meşgulüz. Koskoca İstanbul artık gece rahat uykuya dalamıyor. Gözler avizelerde, kulaklar tıkırtılarda, kalpler korku içinde. Geçen hafta meydana gelen deprem sonrasında İstanbul civarında ikamet eden dostlarımız, arkadaşlarımız, akrabalarımız hep aynı kelimeleri dile getiriyorlar. Ekonomik imkanı olanlar birkaç günlüğüne de olsa deprem sonrasında kendilerini İstanbul dışına attılar. Sonra mı? Tekrar aynı yere döndüler. Şimdi kendileriyle cebelleştiklerini söylüyorlar. Ya büyük deprem olursa! Depremde, içinde yaşadığımız bina ya kağıt gibi ufalanırsa! O şiddetli ana yakalanırsak! Ne olacak! Kafalarda deli so...