Sapancaspor, geçmişte de başarmıştı!
Sapancasporumuz, Bal Ligi yolculuğunda komşu ilçemizin takımlarından doğrusu
ağır darbe aldı. Play Off’lara Kalaycı mağlubiyetiyle başlarken üzerine bir de
Arifiyespor’dan aldığımız derin yara cabası oldu. Play Off’lar öncesi grup
maçları oynanırken hemen hemen her hafta takımımızın durumunu geniş çaplı ele
aldım. Gördüğüm eksiklikleri dile getirdim. Play Off’lara nasıl hazırlanmamız
gerektiğinin üzerini çizdim. Bütünleşmiş camia, takım, sistem, heyecan, ruh,
birliktelik, inanç, azim ve kazanma hırsının Bal ligi kapısının yegane anahtarı
olduğunu ifade ettim. Lig devam ederken sistem, oyuncu yapısı ve bütünlük
konusunda daha almamız gereken çok yolun olduğunu sizlerle paylaştım.
Grubumuzun diğer gruba göre daha pasif olmasının aldığımız sonuçlardan ötürü
bizi yanıltmaması gerektiğini savundum. Sonuçta Sapancaspor bu Lig’de eğer iki
takım Play Off oynayacak olsa bile mutlak suretle taraflardan biri olur ve
ismini oraya yazdırır. Yıllardır böyle olmuyor mu? Haliyle Play Off oynamak
artık bir başarı sembolü olmaktan çıktı genel manada.
Grup maçlarını, Play Off’ların idman müsabakaları olarak değerlendirmek gerekir. Biz eksiklikleri her ne kadar yazmış olsak da demek ki seçim sürecinin araya girmiş olmasından ötürü gerek ekonomik gerekse de camia bütünleşmesi anlamında bir sinerji ortaya çıkarmak mümkün olmamış. Bende uzun yıllardır ilk defa birkaç ay Sapancaspor’dan uzak kaldım bu zaman zarfında. Ligin ikinci yarısını takip edemedim desem yeri var. Ligin ilk yarısını referans aldığımda Play Off’larda görmüş olduğum tablo beni çok şaşırtmadı. Ekonomik ve sahiplenilmişlik noktasında zor koşullar içerisinden geçildiği bir dönemde dahi Play Off oynayıp, ismimizin duyuruluyor olması da tartının diğer tarafında gerçekten alkışı hak ettirecek bir durum. Yöneticilerin, emek verenlerin, gecesini gündüzüne katanların hakkını teslim etmemiz lazım. Ellerinden gelenin en iyisini bu kısıtlı imkanlar dairesinde yaptıklarını düşünüyorum. Tabii ki hiçbir şey dışarıdan gözüktüğü gibi değil. Netice kısmı daha sonra değerlendirmeye tabi tutulması gereken bir konu.
Takımın sahadaki performansını ve oyun anlamındaki mevcudiyetini geçmişten gelen tecrübelerimize göre şayet ele alırsak, Sapancaspor’un mental anlamda tek kategorili bu turnuvaya hazır olmadığını söyleyebiliriz. Arifiye maçı oynanırken bu halimizle turnuva takımı olamayacağımızı hissettim. Gönül isterdi ki şu maçlar çift devreli oynanabilseydi! Belki o zaman bir şeyler farklı olabilirdi! İlk yarısını nerede ise tek kale oynadığımız, son 40 dakikasını karşımızda bir eksik oynayan Kalaycı takımına mağlup olduk. Kesinlikle öncelikli dezavantajımız ciddi bir konsantrasyon eksikliğiydi. Rakip 10 kişi kaldıktan sonra kalesine gidemedik. Ardı ardına kalemizde goller gördük. Yenik duruma düştüğümüzde panikledik. Elimiz ayağımıza dolaştı. Hani hep yazdım ya ligin ilk yarısında! Kalemize baskılı gelen ekipler golü atar giderler diye! Her ne hikmetse Kalaycı 3 kere geldi 4 gol yedik! Baskıyı kaldırabilme psikolojisini maalesef bu uzun maratonda oyuncularımıza yerleştirememişiz. Yumruk yiyen boksörün ayağa kalkma inancını aşılayamamışız. Pamukova müsabakasında mağlup duruma düşmedik. Bir şekilde oyunu tutmayı başardık. Galibiyetin ciddi bir moral kaynağı getirmesini düşünürken, Arifiyespor karşısında hayal kırıklığına uğradık. Saha ile tribünün frekansları bir türlü ahengi yakalayamadı. Nerede o eski tribünler dediğimizde olmadı değil! Ne Kalaycı ne de Arifiyespor takımları bizden iyi oldukları için mağlup olmadık. İzleyenler gördü, Arifiye’de kalemize 2 kere geldi 3 gol atıp döndü. Aylar öncesinden teşhisi net olarak koymuş ve çözüm üretilmez ise Play Off’lar da yaşanması muhtemel durumları sizlere özetlemiştim. Şu an ne yaşıyoruz Play Off’lar da! Tek tek yazmayacağım şu iyi, şu şöyle, şu vasat şu böyle! Şu anda yorumlanması gereken her şeyi zaten haftalar önce yazıp, çizmiştik. Önümüze bakalım. Turnuva takımı değiliz bunu bilelim. Eksikliklerimiz var, bu da çok aşikar. Diğer gruptan gelen ve çok tanımadığımız takımlara karşı bir varlık gösteremedik. 7 gol yedik 3 tane attık.
Kalan iki maçı tanıdığımız ve üstünlük kurduğumuz takımlarla oynayacağız. Bu bizim için ciddi bir avantaj. Her takım birbirini yenebiliyor. Puanlar birbirine denk. Kaybedilmiş bir şeyler olsa da kazanılacak bir şeyler de yok değil! İki maçtan 6 puan çıkartılabilir mi? Neden olmasın. Sahadaki Sapancaspor forması! İyi konsantre olunup gönülden mücadele edildiğinde forma 1 puan demek. Üzerine de bir şey konursa 3 puan kendiliğinden gelir. Oyuncularımızın Arifiyespor maçı içerisindeki tutum ve davranışları hoş değildi! Ne olursa olsun eksik kalmamalısın! Tek devreli müsabakalar. Kenar yönetimimiz kalan maçlarda kesinlikle saha içerisine hakim olmalı! Oyuncularımız kenardan gelen baskıların esaretinde yanlışa düşülmesine engel olunmalı! Bu saatten sonra yapılacak hamle oyuncuları kazanmaya inandırabilmekten ve onlara heyecan katmaktan geçiyor. Bitik, kendinden geçmiş, moralsiz ve tükenmiş vücutlar haline dönüşmemeliyiz. İnananlar kazanır! Baraj oynayabiliriz! 2’li 3’lü averajların konuşulacağı ortamda bir baraj finali neden oynamayalım! Biz bunu geçmişte de başarmıştık! Kaybedilmiş bir şey yok! Yeni bir hafta yeni bir heyecan! Ayaklarınıza kuvvet çocuklar! Sağlıcakla kalın.
Grup maçlarını, Play Off’ların idman müsabakaları olarak değerlendirmek gerekir. Biz eksiklikleri her ne kadar yazmış olsak da demek ki seçim sürecinin araya girmiş olmasından ötürü gerek ekonomik gerekse de camia bütünleşmesi anlamında bir sinerji ortaya çıkarmak mümkün olmamış. Bende uzun yıllardır ilk defa birkaç ay Sapancaspor’dan uzak kaldım bu zaman zarfında. Ligin ikinci yarısını takip edemedim desem yeri var. Ligin ilk yarısını referans aldığımda Play Off’larda görmüş olduğum tablo beni çok şaşırtmadı. Ekonomik ve sahiplenilmişlik noktasında zor koşullar içerisinden geçildiği bir dönemde dahi Play Off oynayıp, ismimizin duyuruluyor olması da tartının diğer tarafında gerçekten alkışı hak ettirecek bir durum. Yöneticilerin, emek verenlerin, gecesini gündüzüne katanların hakkını teslim etmemiz lazım. Ellerinden gelenin en iyisini bu kısıtlı imkanlar dairesinde yaptıklarını düşünüyorum. Tabii ki hiçbir şey dışarıdan gözüktüğü gibi değil. Netice kısmı daha sonra değerlendirmeye tabi tutulması gereken bir konu.
Takımın sahadaki performansını ve oyun anlamındaki mevcudiyetini geçmişten gelen tecrübelerimize göre şayet ele alırsak, Sapancaspor’un mental anlamda tek kategorili bu turnuvaya hazır olmadığını söyleyebiliriz. Arifiye maçı oynanırken bu halimizle turnuva takımı olamayacağımızı hissettim. Gönül isterdi ki şu maçlar çift devreli oynanabilseydi! Belki o zaman bir şeyler farklı olabilirdi! İlk yarısını nerede ise tek kale oynadığımız, son 40 dakikasını karşımızda bir eksik oynayan Kalaycı takımına mağlup olduk. Kesinlikle öncelikli dezavantajımız ciddi bir konsantrasyon eksikliğiydi. Rakip 10 kişi kaldıktan sonra kalesine gidemedik. Ardı ardına kalemizde goller gördük. Yenik duruma düştüğümüzde panikledik. Elimiz ayağımıza dolaştı. Hani hep yazdım ya ligin ilk yarısında! Kalemize baskılı gelen ekipler golü atar giderler diye! Her ne hikmetse Kalaycı 3 kere geldi 4 gol yedik! Baskıyı kaldırabilme psikolojisini maalesef bu uzun maratonda oyuncularımıza yerleştirememişiz. Yumruk yiyen boksörün ayağa kalkma inancını aşılayamamışız. Pamukova müsabakasında mağlup duruma düşmedik. Bir şekilde oyunu tutmayı başardık. Galibiyetin ciddi bir moral kaynağı getirmesini düşünürken, Arifiyespor karşısında hayal kırıklığına uğradık. Saha ile tribünün frekansları bir türlü ahengi yakalayamadı. Nerede o eski tribünler dediğimizde olmadı değil! Ne Kalaycı ne de Arifiyespor takımları bizden iyi oldukları için mağlup olmadık. İzleyenler gördü, Arifiye’de kalemize 2 kere geldi 3 gol atıp döndü. Aylar öncesinden teşhisi net olarak koymuş ve çözüm üretilmez ise Play Off’lar da yaşanması muhtemel durumları sizlere özetlemiştim. Şu an ne yaşıyoruz Play Off’lar da! Tek tek yazmayacağım şu iyi, şu şöyle, şu vasat şu böyle! Şu anda yorumlanması gereken her şeyi zaten haftalar önce yazıp, çizmiştik. Önümüze bakalım. Turnuva takımı değiliz bunu bilelim. Eksikliklerimiz var, bu da çok aşikar. Diğer gruptan gelen ve çok tanımadığımız takımlara karşı bir varlık gösteremedik. 7 gol yedik 3 tane attık.
Kalan iki maçı tanıdığımız ve üstünlük kurduğumuz takımlarla oynayacağız. Bu bizim için ciddi bir avantaj. Her takım birbirini yenebiliyor. Puanlar birbirine denk. Kaybedilmiş bir şeyler olsa da kazanılacak bir şeyler de yok değil! İki maçtan 6 puan çıkartılabilir mi? Neden olmasın. Sahadaki Sapancaspor forması! İyi konsantre olunup gönülden mücadele edildiğinde forma 1 puan demek. Üzerine de bir şey konursa 3 puan kendiliğinden gelir. Oyuncularımızın Arifiyespor maçı içerisindeki tutum ve davranışları hoş değildi! Ne olursa olsun eksik kalmamalısın! Tek devreli müsabakalar. Kenar yönetimimiz kalan maçlarda kesinlikle saha içerisine hakim olmalı! Oyuncularımız kenardan gelen baskıların esaretinde yanlışa düşülmesine engel olunmalı! Bu saatten sonra yapılacak hamle oyuncuları kazanmaya inandırabilmekten ve onlara heyecan katmaktan geçiyor. Bitik, kendinden geçmiş, moralsiz ve tükenmiş vücutlar haline dönüşmemeliyiz. İnananlar kazanır! Baraj oynayabiliriz! 2’li 3’lü averajların konuşulacağı ortamda bir baraj finali neden oynamayalım! Biz bunu geçmişte de başarmıştık! Kaybedilmiş bir şey yok! Yeni bir hafta yeni bir heyecan! Ayaklarınıza kuvvet çocuklar! Sağlıcakla kalın.
Yorumlar
Yorum Gönder