Erhan Tanta

Sapanca’da turnuva kültürü çok eski tarihlere dayanır. Büyüklerimiz zaman zaman bizim dünyada olmadığımız tarihlerdeki Sapanca’da düzenlenen turnuvaları anlatırlar. Biz de pür dikkat onları dinler ve duyduklarımızdan olağanüstü keyif alırız. Çekişmeli geçen maçları, maç öncelerindeki hummalı hazırlıkları, hafta boyunca yapılan kritikleri, yokluk içindeki mutlulukları, iddialaşmalara varan taraftarlıkları, maç sonlarında kardeşçe yenilen karpuzları ve bunun gibi onlarca yaşadıkları güzel anıları yad ederler. Bizler 90’lı yıllardaki turnuvalara erişebildik. Turnuvalar, Sapancaspor maçlarının dışında Sapanca’da halkın kaynaşabildiği en güzel sosyal ortamlardan bir tanesiydi. Futbol ilçede öylesine bir hal almıştı ki, her mahallenin kendine özgü kurduğu takımlarla adeta Amerika’daki eyaletler gibi birbirinden ayrılmıştı. Her takımın renkleri ve amblemleri birbirinden farklıydı. Uzunkum’dan Yanığa her mahallenin yeşil çimde kendini temsil eden bir takıma sahip olduğunu söyleyebilirim. Tak...

Sapancaspor 2016 – 2017 futbol sezonunu meşakkatli bir şekilde tamamladı. Sezon içerisinde yaşanan dalgalanmalar puan tablosuna direkt tesir ederken, takım iskeletinde zafiyetlere yol açtı. Yönetimde yaşanan sıkıntılar, teknik direktör belirsizlikleri, teknik kadrosuz idare edilen maçlar, gelen giden oyuncuların baş döndürücü trafikleri, yedeksiz gidilen deplasmanlar, gel gitli müsabakalar, istikrarsız çizilen grafikler sezonun bütününe sirayet etti. Sıcak koltuklardan yapılan mesnetsiz eleştiriler, tribünlere yansıyan boş koltuklar, armaya karşı kaybedilen hissiyatlar, biten sezonun ardından ister istemez düşünceye sevk ediyor insanı. Aynı sorun ve problemler gelecek yılda yaşanırsa yine bu kadar şanslı olabilirmiyi? Sezon başı, ortası ve bitiminde kulüp başkanımız sayın Fatih Balkaya’ya yaptığı hizmetler, takıma sağladığı katkılar ve takımın puan sıralamasında bulunduğu konumdan ötürü her ne kadar belli çevrelerin işine gelmese de sürekli destekte bulundum. Verdiğimiz desteklerin s...

Yazımı kaleme aldığım şu dakikalarda tüm İslam alemi olarak Berat Kandilini idrak etmekteyiz. Ramazanın habercisi olan bu gece Allah katında berat etme, temize çıkma ve kurtuluş vesikası anlamına da gelmektedir. Şanı yüce olan bu mübarek gecede, rahmet ve merhamet kapıları ardına kadar açılmıştır. Yüce kitabımız Kuran’ı Kerim’in yeryüzüne indiği bu gecede bazı sırlar da gün yüzüne çıkmaktadır. İnsanoğlunun diğer beratına kadar olan dönem bu gecede kaleme alınmaktadır. Dünyaya gözünü açacaklar, aramızdan ayrılacaklar, rızkı bollaşacaklar, kesesi daralacaklar, işlenecek ameller bu gecede Levh-i Mağfuzda güncellenmektedir. İnşallah bu gecenin hikmetinden tüm toplumumuzun bedeni ruhiyesine maneviyata adanmış gönüller, mağfirete açılmış eller, rahmete feda edilmiş kalpler ve dualarla yoğrulmuş sözcükler fışkırır bizleri de hilafsız baştan aşağı sarmalar. Rabbil alemin hepimize sağlık, afiyet, aile huzuru, mutluluk, dinç vücut, peygamber ve vatan sevgisi nasip etsin. Spor köşesinde pek alı...

Sapanca da sporun gündemi epeyce soğudu. Bir nebze bunun nedenini sezonun kapanmasına bağlayabiliriz. Ancak beni düşünmeye sevk eden arkada bıraktığımız koskoca bir yıl oldu. Farkındaysanız yıllarca hasret kalınan, özlemle beklenen Bal Ligi’ne birden bire iki takımla yükselmiş olmamıza rağmen geçmiş yıllara nazaran takımlarımıza olan ilgi alaka epeyce düşük kaldı. "Kavuşunca meşk, kavuşamayınca aşk olur" derler ya yoksa bizimde hikayemiz buna dönmüş olmasın.  Niceliksel olarak, hasretin bitmiş olması doyum noktasına ulaşıldığını, "zirveler yaşamak için değil erişmek içindir" sözünün tamamlayıcısı olduğunu birebir sosyal yaşantımıza yansıtıyorsa, sorgulamamız ve öz eleştiri yapmamız gerekmez mi? Aynı durumu niteliksel olarak değerlendirdiğimizde her kademenin bir üstünün olduğunu, çizilen hedeflerden her birine ulaşıldığında sadece merdivenin bir basamağının atlanabildiği gerçeğini nasıl görmezden gelebiliriz? Aşıp geçmemiz gereken o kadar yol varken. Bir basamak at...