Erhan Tanta

Sakarya’da profesyonel lig denildiğinde akla büyük ölçüde 2 takım gelir. Sakaryaspor ve Sapancaspor. Sakaryaspor yıllarca ilimizi Süper Lig dahil olmak üzere PTT Ligi ve Spor Toto Ligi’nde başarıyla temsil etti. Elde ettiği şampiyonlukların yanısıra spor kamuoyunda oluşturmuş olduğu lobi, güçlü camia teşekkülü ve taraftar grubuyla Türk Sporunda kendine yer edindi. Sapancaspor 3’ncü profesyonel Lig’lerde mücadele ettiği her dönem bulunduğu gruplarda şampiyonluğa oynaması muhtemel favori takımlar arasında gösterildi. İlimizi en iyi şekilde temsil ederek, Spor Toto Ligi’ne yükselme başarısı göstermiştir. Sapancaspor küme düştüğü yıla kadar profesyonel lig’lerde deplasmana gelecek camialar için güçlü ev sahibi takım hüviyetini kazanmış  ve hafızalara kazınmıştır. 2010 – 2011 yılında yürürlüğe giren Bal Liginin topu topu 6 sezonluk bir geçmişi bulunmaktadır. Arşivlerden, istatistiklere baktığımızda bu ligin en deneyimli takımının Adapazarıspor olduğunu görmekteyiz. Adapazarspor bu lig...

Türkiye son yıllarda spora yaptığı yatırımlarla dünya çapında adından sıkça söz ettiren ülke konumuna geldi. Sporun çekirdeğinden yetişmiş birisi olarak ülke çapında 90’lı yıllarda spor müsabakalarında çekilen sıkıntıları yakınen bilen biriyim. Çok defa deplasmana müsabaka oynamaya gittiğimizde soyunma odalarının olmadığından otobüste giyinip soyunukluğumuz olmuştu. Maç sonrasında duş almak büyük zenginlikti. Seyircilerin maçları ahşap iskeletlerin üzerine kurulmuş tribünlerden  izlediği çok olurdu.  Sportaç marka kramponlar futbolcuların vazgeçilmeziydi. Takım halinde eşofman giyebilmek zengin kulüp imajını doğuruyordu. Toprak ve çakıl sahalar ülke çapında ağırlıktaydı. Yerel Ligler böyle iken Süper Lig çok mu farklıydı. Tabii ki hayır. 1950’li yıllardan kalma, kent estetiği ve dokusuyla uyumsuz, şekilsiz beton yığınları uzaktan bakan gözleri ürkütmüyor da değildi! Kaya taşlardan inşa edilmiş bu statların büyük çoğunluğunun üzerleri açık etrafları da dikenli tellerle çevril...

Tüm Sapanca, Altınovadan gelen skorla derinden nefes aldı. Yıllardır özlemi çekilen Bal Ligi’ne tarihte görülmemiş ve birçok kasabaya nasip olmayacak şekilde aynı sezon içerisinde iki takımla katılım hakkı elde etmiş ve ilçe olarak sevince boğulmuştuk. Çocuk sahibi olmak için yıllarca mücadele eden bir ailenin bu meşakkatli sürecin sonunda ikiz bebek sahibi olması gibi birşeydi. Erokta yapılan sorumsuzluğun faturası çok ağır sonuçlar doğurabilirdi. Neyse ki korkulan olmadı. Sapanca halkı bölesine kritik bir müsabakaya nedense ilgi göstermemişti. Sanırım maçın anlam ve ehemmiyeti ilçede tam manasıyla algılanamamıştı. Sapancaspor taraftar grubunun üyesi olduğunu iddia eden bir çok Sapancalı gencin sosyal medyadan Sakaryasporu tribünden desteklemek amaçlı Bayrampaşa deplasmanına giderken çektiği fotoğrafları boy boy paylaşması hayret vericiydi, doğrusu.  Eve lazım olan Camiye haramdır dememiş mi atalarımız. Sapancaspor belki kümede kaldı ama Sapancaspor taraftar grubu koskoca soru i...

         Hayatın çok renkli ancak televizyonların siyah beyaz olduğu vakitlerde, oynayacağı zamanı günler öncesinden öğrendiğimiz casablanca filmi için televizyonun başındayız ve bütün mahalle bir arada. Film başlar herkesin içi kıpır kıpır fakat o kalabalıkta tek çıt yok. Gözler ve kulaklar pür dikkat ekranda. Sessizliği televizyonun sesi ve bardakta dönen çay kaşıklarının doğal ritmi bozar. Büyük bir heyecanla film izlenir  ve saatlerin su gibi nasıl akıp gittiği farkedilmez. Başlaması büyük bir arzuyla beklenen, seyreylerken  büyük keyif alınan filmin son karesi hiç istenmedik, beklenmedik dramatik bir şekilde ekranda belirir. THE END.          Oysaki herşey ne güzelde başlamıştı. Sezona çok hızlı girilmiş seri galibiyetler sıra sıra gelmişti. Hava yakalanmış adımlar koşarcasına atılmıştı. Zafere doğru yol alınacağı düşlenirken Zaferspor deplasmanı  tam bir kabus oldu. Direk orada kırıldı. Asırlık çınar sert gelen dar...