Erhan Tanta

Sapancaspor liglerin bitimine 3 hafta kala lig’de kalmayı garantileyince kalan haftaları iyiden iyiye rölantiye aldı. Takımın süreci rölantiye almasının etkileri izleyici tarafında da kendi çok çabuk hissettirdi. Pazar gününe denk gelen bir maç gününde Sapanca Atatürk Stadyumu’nda seyircilerin yerlerinde yeller esiyordu. Sapancaspor için az rastlanır bir durumdu bu. Takım hedefsiz kalınca rehavet bütün oyuncuların üzerine ölü toprağı gibi serpilmiş. Oysa ki genç oyuncuların bu hastalığa yenik düşmemesi lazım gelir. Futbolun bir endüstri olduğunu, kuvvetli ve diri olunduğu sürece bu işten ekmek yiyebileceklerini zihinlerine kazımaları gerekmezmi! Geleceğini futbol üzerine planlayan bir genç oyuncunun sahneye çıkacağı maçlardır bu tür rölantide giden  haftalar. Yalovaspor’da, Sapancaspor gibi ununu elemiş eleğini asmış. Hal böyle olunca bir o kalede bir bu kalede hareketli bir maç izledik. Sapancaspor sahaya 2-5-3 dizilişiyle yayıldı. İlk 45 dakikada sayısız gol pozisyonuna girilir...

Sezona Bal’da tutunma parolasıyla başlayan Sapancaspor liglerin tamamlanmasına 3 hafta kala “Mutlu Son’a” ulaştı. Sapancaspor’da sezon adeta dört mevsim gibi yaşandı. Aslına bakacak olursak Mutlu Son hiçte bahsi geçtiği kadar kolay gelmedi. Bu filmi zaman zaman drama, güneşli günde macera, bulutlu ve kasvetli hava çöktüğünde gerilim, gecesi aksiyon sabahı’nda fantastik şekliyle izledik. Her türlü meşakkate, kedere, üzüntüye, hüzne ve eleme canlı performansla karşılık verildi. Asırlık çınar müşkül duruma düştüğünde dahi imkansızlıklara boyun eğdirilmeyerek çıkış yolları tırım tırım aşındırıldı. Öyküleştirilecek bu serüvende çok ama çok cefa çekildi. Yönetimi devralarak asırlık çınar için ailesinden, işinden gücünden, eğlencesinden, gecesinden gündüzünden, parasından, sağlığından, uykusundan, moral ve motivasyonundan feragat eden tüm kardeşlerimize ve abilerimize ilçemiz adına teşekkürü bir borç biliyorum. Bizim için vefa İstanbul’da sadece bir semtin adı değildir ! Günü geldiğinde, Sa...

Pazar’ın ertesi oluşu, hava sıcaklığının atalarımızın deyimiyle Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır sözünü tasdiklercesine buz gibi oluşu, bulutların kasvetli ve karanlık bakışı, Sapancaspor’un puan sıralamasındaki konumu, derbiye olan ilgiyi oldukça azaltmıştı. Kırkpınarspor, kalan son 3 hafta için bir çıkış başlatabilmeli ve bitiş çizgisine kadar yarışı devam ettirebilmeliydi. Sapancaspor olağan ve kısıtlı kadrosuyla  sahaya çıkarken, Kırkpınarspor klasik kadro ve oyun yapısıyla maça başladı. Maçın başlama düdüğü ile birlikte Sapancaspor akın akın Kırkpınarspor kalesine yığıldı. Serbay ve Murat’ın bireysel etkili oyunu Sapancaspor’u diğer yarı sahada baskın ve  güçlü kılarken, Kırkpınarspor ilk yarı boyunca Muharremin kişisel gayretlerinin dışında orta blokta silik ve oldukça pasif bir görüntü verdi. Sapancaspor Oktay, Soner, Murat ve Ömer’le net sayılabilecek pozisyonlardan yararlanamazken, Kırkpınarspor duran topta Muharrem’le gole yaklaştı. Kırkpınarspor küme düş...

Haftasonu   Kırkpınarspor – Çengelköy maçını futbol kamuoyunun yakından tanıdığı bir isim olan Tanju Çolak’la birlikte izledik. Hava günlük güneşlik olunca futbolseverler maça bir hayli ilgi gösterdiler. Rakip takım taraftarları da takımlarını deplasmanda yalnız bırakmamak adına ilçemize misafir oldular. Ligin son haftaları yaklaşırken Kırkpınarspor kümede kalma, Çengelköy ise şampiyonluk yolunda avantaj elde edebilmek için sahaya çıktı. Kırkpınarspor, ligin ikinci yarısında oynadığı 7 maçta sadece 6 puan toplayabildi. Çengelköyspor maçı Kırkpınarspor için hayati önem taşıyordu. Geçmiş haftalarda bildiğiniz üzere birçok defa Kırkpınarsporun oyun sistemini ve oyuncuların sahadaki yerleşimlerini net bir dille eleştirmiştim. Mehmet hoca Çengelköy karşısında da takımını sahaya son haftalarda rutine bağlamış olduğu oyun sistemi ve kadro yapısıyla sürdü. Başlama düdüğü ile birlikte daha ilk dakikalardan itibaren, maçın üretkenlikten uzak, orta saha mücadelesi halinde geçeceği, golü ata...

Sapancaspor kümede kalma mücadelesi veren Bursa ekibi Gürsu karşısında sahaya kendi geliştirmiş olduğum deyimle “Fatih Terim Modeliyle” çıktı. 9 Ekim 2016 tarihinde İzlanda ile Milli Takımımız arasında oynanan Dünya Kupası eleme maçında Milli takımımızın sahaya çıkan kadrosunu gördüğümde sosyal medya hesabımdan (Facebook) şu paylaşımı yapmıştım. Türk Milli takımı stopersiz ve forvetsiz oynuyor. Dünya futbolu nur topu gibi yeni bir sisteme sahip oldu. "Terim Modeli". Hayırlı olsun. Ekibimiz hafta içerisinde takımın en skorer oyuncusu Cihan’ı yüksek bonservis bedeliyle Çorluspora satınca, eldeki kısıtlı kadroyla sahaya çıkartılacak takımda forvet hattında kimin oynayacağı merak konusuydu. Gürsu müsabakası Sapancaspor için, Lig’de kalmayı garanti altına alabilme ve ligi üst sıralarda bitirebilme cihetinden ötürü de ciddi bir öneme sahipti. Sapancaspor, sahaya forvetsiz çıktı. 4 – 6 – 0 modeliyle rakip defansın arkasına sarkıtılacak kanat oyuncularımızla pozisyon üretmek üzerin...